2020 yılıyla birlikte girdiğimiz Düşük Karbonlu Ekonomi sistemine paralel yaşadığımız PostCovid sürecinde üretim/depolama ve nakliye zincirinin yani “lojistiğin” iktisat tarihinde hiç olmadığı şiddette önem atfettiğini hepimiz yaşayarak kabulleniyoruz. Yüksek enerji..
2020 yılıyla birlikte girdiğimiz Düşük Karbonlu Ekonomi sistemine paralel yaşadığımız PostCovid sürecinde üretim/depolama ve nakliye zincirinin yani “lojistiğin” iktisat tarihinde hiç olmadığı şiddette önem atfettiğini hepimiz yaşayarak kabulleniyoruz. Yüksek enerji maliyetleri ve emisyon azaltım gerekliliği Lojistik OSB ve/yada Lojistik Köy kavramının sürdürülebilir kalkınma gerçeğine vakıf her kesimin radarına hızlıca girmesine vesile oldu. Hatta dünya ticaretinin ana damarlarından olan Almanya’da birçoğu 200 hektardan büyük olan 33 lojistik köy, bunlarda da toplam bin 200 işletme yer alıyor.
Hal böyle olunca taşımacılık sektörü açısından Asya ile Avrupa’nın kalbi durumunda olan TC’nin de bu kavrama kayıtsız kalması beklenemezdi.Hatta üç kıtanın lojistik merkezi olma hedefiyle TCDD 12, IBB 2 ve özel sektörde 2 olmak üzere $ 430 Milyon bedelli 16 adet lojistik köy tesis edilmesine eski Ulaştırma Bakanı ve Başbakan Binali Yıldırım zamanında başlandı. Bu lojistik köylerde AB ve ABD örneklerinden yola çıkılarak , tehlikeli ve özel eşya yükleme, boşaltma ve stok alanları,sosyal ve idari tesisler, müşteri ofisleri,personel ofisleri ve sosyal tesisler,otopark, TIR parkı, yönetim merkezleri,genel hizmet tesisleri, bankalar,lokantalar, oteller, bakım-onarım ve yıkama tesisleri, akaryakıt istasyonları,büfeler, depo ve antrepolar, iletişim ve posta merkezleri de yer alacak. Hatta her bir müştemilat offset dediğimiz emisyon azaltım/çevreci gerçeklerle inşa edileceği için yeni ekonomi sisteminin finansal uygulamalarından da hatırı sayılır fayda sağlıyor olacak.
Yani anlayacağınız Lojistik Köy dediğinizde aklınıza sadece TIR yada konteyner parkı gelmesin. Öncelikle bunun altını çizelim.Heleki Lojistik OSB dediğinizde, işin içine birde kargo ve gümrük avantajına akuple edilen fabrikalar ında girdiğini vurgulayalım.
Küresel yaklaşımda bir alanın lojistik köy olabilmesi için +200 Hektar ( 2.000 m2) olması ve demiryolu yada liman bölgesine yakın olması gerekiyor.
TC Devletinin planlamış olduğu 16 Lojistik Köy’den birisi ve şüphesiz Edirne ticaretini bağlayanı Çorlu. Bildiğiniz üzere, müteakip seferler dile getirdiğim BALO (Büyük Anadolu Lojistik Organizasyonlar) programı dahilinde ve 1/25.000 lik Trakya Bölge Planları paralelinde daha 2004 yılında Çorlu ve civarının büyük kargo merkezi olması planlanmıştı. Hatta Çerkezköy’den Barbaros’a kadar olan hat demek büyük resmi görmek adına daha isabet olacak. Bu bağlamda Barbaros’ta Asya Port Limanı, limana bağlanan kargo tren yolu ve “TIR yolu” hızlıca aktif edilmişti. Daha da ötesi PTT YK üyeliği de yapmış eski Tekirdağ Valisi A.Nezih Doğan’ın gayretleriyle kamuoyunda Çorlu Lojistik Köyü adıyla anılan Çorlu Lojistik OSB (ÇOLO) ve Barbaros Kargo Merkezi projeleri ard arda devreye sokulmuştu. 2013 yılında fizibilite raporu tamamlanan 1.500 m2 lik ÇOLO’nun 2 etap dahilinde, 8 yılda ve toplam $ 181,257,657 maliyet ile tamamlanacağı öngörülmüştü.
Şahsım adına Trakya Kalkınma Ajansı kalkınma kurulu üyeliğimden buyana olumsuz görüşümü hep tekrarladım durdum. Karşı tez, Istanbul Avrupa yakası ile doğu Trakya sanayi ve nakliye akslarını rahatlatacağı yada Çorlu havaalanına işlevsellik getireceği görüşünü savunurken ben tersini savunmuştum ki; haklılık payım en azından Tekirdağ Büyükşehir Belediyesinin zaten dar olan bu alana devasa büyüklükte atık su tesisi kurmasıyla bile kendini ispat etti.
Evet bir daha söylüyorum; her yere lojistik köy olmaz! Bunun için en uygun yer Eskiköy’dür. Birisi 204, diğer, 84 hektar olan “devlete ait” iki müsait arazisiyle, demiryoluna 1.5 km lik mesafesiyle, Yunanistan sınırının sıfır noktasında yer almasıyla, Asya Port’a kuş uçusu mesafede yer alışıyla ve hatta becerilebilirse Edirne için planlanan havaalanının Süleymaniye/Malkara bandına kurulmasından kaynaklanan hava yolu entegre ve çok yakında devreye alınacağına inandığım Enez limana yakınlığıyla ve Kapıkule ve İpsala gümrüklerinin tam ortasında yeralışıyla sadece Edirne ilinin değil tüm Trakya’nın en doğru lojistik köy hatta ve hatta Lojistik Ihtisas OSB sahası Eskiköy’dür.
Hür Gazete bir süredir Eskiköy’e Yunanistan-Uzunköprü tren seferlerinin gümrüklemeyle yeniden açılmasına entegre Lojistik bölge açılsın diyor ya “birileri de” her nedense Kırcasalih civarında yer alan muammalı Diktaş arazisinden bahsediyor. Hani sanki zamanındaki devlet yatırım teşvik madrabazlığını unuttururcasına bilmem kaç bin kişilik fabrika sırf çevreciler yüzünden hayata geçmemiş hikayesine konu olan; şu su basman problemli, yüksek verimli toprağa sahip 12 hektarlık yer. Birileri orayı Diktaş’tan almış ta, lojistik üs merkezi ( ne demekse ??!!) ve sanayi kooperatifi (??!!!) kuracakmış. Bu yüzden Özlem Becan’ın her tür olur noktasında diyalog halinde olduğu Rıza Turagay, Edirne Valisi vs markaj kurmuşlar.
İyide neden Eskiköy konusu gündeme gelmişken bu sevda ve neden acaba devlete ait ve tüm lojistik OSB kriterlerine haiz arazi varken Havsa yada Kırcasalih’te ki özel mülkiyette olması isteniyor lojistik bölgenin? Onu da geçtim üs’ten yada sanayi kooperatifinden kastınız nedir yahu? Bakın bizimki ne kadar net: Uzunköprü İstasyon gümrüğüne ve Yunanistan-Türkiye tren seferlerine entegre Lojistik Ihtisas OSB/köy. 204 + 84 hektar ve Istasyona 1.5 km.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)