Köşe Yazarlarımız Okuma Sayısı: 69

Müfit DEMİRKOL yazdı; YURDUMUZDA SU SORUNU

YURDUMUZDA SU SORUNU Asya ile Avrupa kıtalarının arasında bir köprü olan ülkemizin üç tarafı da denizlerle çevrili  olması, ırmaklarının gerek akdenize, gerekse karadenize  dökülmesi ile genel görümünde su sıkıntısının olmayacağı ..

Müfit DEMİRKOL yazdı; YURDUMUZDA SU SORUNU

YURDUMUZDA SU SORUNU

Asya ile Avrupa kıtalarının arasında bir köprü olan ülkemizin üç tarafı da denizlerle çevrili  olması, ırmaklarının gerek akdenize, gerekse karadenize  dökülmesi ile genel görümünde su sıkıntısının olmayacağı  bir ülke izlenimi bırakmaktadır.

Türkiye “yüksek derecede su sıkıntısı çeken ülkeler” içerisinde. Ama yine de kaynak konusunda tamamen fakir değil ve ülkemizde yaklaşık 25 verimli su havzası olduğu biliniyor. Fakat havzalarda kirlilik sorunu ve tarımda aşırı sulama gibi problemler de var.

Su, canlıların yaşamını devam ettirmesi için önemli bir kaynaktır. Tatsız, kokusuz ve şeffaf özelliklere sahip olmasına rağmen oldukça değerlidir. Yaşamı sürdürme ve biyolojik çeşitliliği ayakta tutma gibi önemli rolleri bulunur. Aynı zamanda topoğrafyayı yeniden şekillendirirken jeopolitik sınırları çizer ya da yok eder.

Ulaşım ve taşıma gibi faaliyetlerin gerçekleşmesini mümkün kılar. Dünya yüzeyinin %71’ini oluşturduğu belirtilen su; hayatın, yeşilliğin ve maviliğin var olmasını sağlar da diyebiliriz. Zira tarih ve antropoloji gibi alanları incelediğimizde çoğu uygarlığın su yakınlarında kurulduğunu görebiliriz.Bu derece önemli olan suyun ise her geçen gün azaldığını artık hepimiz biliyoruz. Yaşam tarzı ve doğaya verilen kitlesel zararlar sebebiyle dünya olarak bir su kıtlığına sürükleniyoruz.

Bu durum aklımıza suyun yok olması durumunda susuz kaç gün yaşanır, sorusunu gelebilir. Suyun vücudun sıcaklığını dengelemekten enerjiye ve hücreleri canlı tutmaktan metabolizmayı hızlandırmaya kadar birçok temel işlevi var. Yani bu faaliyetler su olmadan bir yerden sonra devam edemiyor. Buna bağlı olarak uzmanlar bir kişinin su olmadan 3 gün yaşayabileceği söylüyor.

Bunun yanında Dünya Sağlık Örgütü’ne göre kuraklık nedeniyle küresel anlamda her yıl ortalama 55 milyon insanın hayatı olumsuz etkileniyor. Su, canlıların yaşamını devam ettirmesi için önemli bir kaynaktır. Tatsız, kokusuz ve şeffaf özelliklere sahip olmasına rağmen oldukça değerlidir. Yaşamı sürdürme ve biyolojik çeşitliliği ayakta tutma gibi önemli rolleri bulunur. Aynı zamanda topoğrafyayı yeniden şekillendirirken jeopolitik sınırları çizer ya da yok eder.Dünya yüzeyinin %71’ini oluşturduğu belirtilen su; hayatın, yeşilliğin ve maviliğin var olmasını sağlar da diyebiliriz. Zira tarih ve antropoloji gibi alanları incelediğimizde çoğu uygarlığın su yakınlarında kurulduğunu görebiliriz.

Bu derece önemli olan suyun ise her geçen gün azaldığını artık hepimiz biliyoruz. Yaşam tarzı ve doğaya verilen kitlesel zararlar sebebiyle dünya olarak bir su kıtlığına sürükleniyoruz.

Suyun vücudun sıcaklığını dengelemekten enerjiye ve hücreleri canlı tutmaktan metabolizmayı hızlandırmaya kadar birçok temel işlevi var. Yani bu faaliyetler su olmadan bir yerden sonra devam edemiyor.

Bunun yanında Dünya Sağlık Örgütü’ne göre kuraklık nedeniyle küresel anlamda her yıl ortalama 55 milyon insanın hayatı olumsuz etkileniyor.

Tatlı su kaynakları dünyanın birçok bölgesinde olduğu gibi Türkiye’de de mevcut. Tatlı sular, deniz suyuna oranla daha az tuz miktarına sahiptir ve içilebilir özelliktedir.                Türkiye’de su kaynakları arasında denizler, göller, yer altı suları ve akarsular bulunur. Türkiye su haritasına baktığımızda, ülkemizin tatlı su kaynakları bakımından çok da fakir olmadığını görüyoruz Ancak artan nüfus, kuraklık ve küresel ısınma gibi etkenler bizim ülkemizdeki su kaynaklarını da tehdit ediyor. Su sınırsız bir kaynak olarak görülse de ülkemizde kişi başına düşen su miktarının 1000 metreküpün altında olduğu belirtiliyor. Dolayısıyla bu alanda birtakım önlemlerin alınması şart. Aksi takdirde 2025 yılına kadar kişi başına düşen su miktarının kritik sınırın altında olacağı dile getiriliyor.

Su kaynaklarının bilinçsiz ve uzun vadeli düşünülmeden kullanılması gelecek için bir tehdit. Dünya Doğal Kaynaklar Enstitüsü (WRI) tarafından su sıkıntısı çeken ülkeler arasında Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri, İsrail, Pakistan ve Lübnan gibi ülkeler gösteriliyor. Türkiye’nin bu noktada 32. sırada yer alıyor. Türkiye, yarı kurak bir ülke ve risk grubuna dahil. WRI tarafından hazırlanan listede ülkeler; aşırı yüksek derecede, yüksek derecede ve orta yüksek gibi farklı kategorilerde listeleniyor.

Ülkemizde yaklaşık 25 verimli su havzası olduğu biliniyor. Fakat havzalarda kirlilik sorunu ve tarımda aşırı sulama gibi problemler de var. Ayrıca su miktarı ve nüfus dağılımındaki dengesizlik gibi faktörler de bu noktada oldukça etkili. Zira bu nedenlerden ötürü Türkiye’de su sorunu baş gösteriyor diyebiliriz.

Tasarrufu elden bırakmadan, kaynakları doğru ve bilinçli bir şekilde kullanarak sahip olduğumuz suyu koruyabiliriz.. Bunun için evde su tasarrufunu bir yaşam tarzı haline getirebilir, boşa akan her damla suyun ne kadar kıymetli olduğunu hem kendinize hem çevrenize sık sık anımsatabiliriz.. Sifon kullanımına dikkat edebilir, el yıkarken ya da diş fırçalarken suyun kapatılmasına özen gösterebilirsiniz. Bulaşıkları bulaşık makinesinde yıkayabilir, ön yıkama yerine bez ya da peçete ile bulaşıkları silebiliriz.

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL