Köşe Yazarlarımız Okuma Sayısı: 74

MÜFİT DEMİRKOL YAZDI:KURTULUŞUMUZUN ŞARTLARI

Öncelikle devlet kurumlarında sıkı bir şekilde  tasarruf edilmesi şarttır.Luzumsuz yatırım ve davranışlardan vaz geçilmelidir. Bu sıkı tasarruf hareketlerinde cumhurbaşkanımız mutlak örnek olmalıdır. TBMM üyelerinden başlanarak, maaşlar, asgari ücret seviyesine çekilmelidir…

MÜFİT DEMİRKOL YAZDI:KURTULUŞUMUZUN  ŞARTLARI

Öncelikle devlet kurumlarında sıkı bir şekilde  tasarruf edilmesi şarttır.Luzumsuz yatırım ve davranışlardan vaz geçilmelidir. Bu sıkı tasarruf hareketlerinde cumhurbaşkanımız mutlak örnek olmalıdır.

TBMM üyelerinden başlanarak, maaşlar, asgari ücret seviyesine çekilmelidir. Milletvekilliği emekli sistemi, genel emeklilik sistemine göre ayarlanmalıdır.

Ekonominin gelişmenin temel dinamiği insan sermayesi ve yarattığı yeniliklerdir. İnsan sermayesi insanların eğitim, sağlık, bilim, çalışma koşullarına ve yaşam kalitesinin artırılmasına yapılan harcamaları öngörür.

Ekonomi nedir dediğimizde sınırı olmayan insan ihtiyaçlarını, kıt kaynaklarla karşılama faaliyetlerini inceleyen sosyal bir bilim olarak tanımlanır. Toplum genelinde; tüketim, üretim, paylaşım, gelir, kalkınma, büyüme gibi önemli toplumsal konuları inceler.               Kaynakların kısıtlı olması nedeni ile insanlar farklı seçenekler arasından tercihte bulunmak durumunda kalırlar. Bu sebeple ekonomiye “tercih bilimi” de denmektedir.      İnsanoğlunun ilkel yaşamdan itibaren temel ihtiyaçlarını karşılamakla ilişkili olan, ekonomi kavramı hayata geçmiştir. İlkel yaşamda, trampa ekonomisi olarak bilinen, malın diğer bir malla takası ile gerçekleşen ekonomik uygulama ile insanlar çeşitli ihtiyaçlarını sağlamışlardır. Bu durum insanoğlunun ilk tanıştığı ekonomi kavramlarının; ihtiyaç, fayda sağlamak, değer yaratmak ve fiyat olduğunu göstermektedir. Ekonomi bireyden işletmelere, ülkelere ve tüm dünyaya birbirine bağlanan bir ağdır. Örneğin iyi bir işletme yönetimi ülke ekonomisini doğrudan etkiler.

Ekonomi ikiye ayrılır. Bunlar; pozitif ve normatif ekonomi olarak bilinir. Pozitif ekonomi; mevcut durumla ilgilenendir. Değer yargılarını barındırmaz. Normatif ekonomi ise; değer yargılarına büyük önem vererek, ne olması gerektiğini inceler.

Türk dil kurumu tarafından ekonomi kelimesinin eş anlamlısı olarak Arapça kökenli olan iktisat “kasıtlı, bilinçli, ılımlı hareket” kabul edilmiştir. Türkçeye “tutumluluk” olarak geçtiği bilinmektedir. Yunanca kökenli olan ekonomi “ev, çiftlik idaresi” olarak tanımlanmaktadır.

Ekonomi, yaşanan olaylara neden, sonuç ilişkisi ile yaklaşır. İnsan davranışlarının neden ve sonuçlarını, sadece ekonomik yönünden inceler. İnsanları kendi çıkarları içinde olan iktisadi bireyler olarak nitelendirir. İstekler sınırsız buna karşılık kaynaklar sınırlı ise ortaya kıtlık sorunu çıkar. Kıt kaynakların ne kadar, nasıl üretileceği yani üretim yönetimi için yolların belirleneceği ve ne şekilde bölüşüleceği ise ekonomi bilimini doğurmuştur.

Tasarruf ile başlanılarak, vakit geçirmeden ziraate ve hayvancılığa değer verilmeli ve üretimin arttırılmasına çalışılmalıdır.Tüm yeraltı zenğinliklerimiz, kendi imkanlarımızla değerlendirilerek dünya piyasasına sunulmalıdır.

Devletin her kademesinde bulunacak olan elemansızlığı, yeni meslek okulları açılarak acilen önlenmelidir.

Devletin ve milletin zararına olan her türlü dış anlaşmalar derhal iptal edilmelidir.

Vergi düzeyi tekrar incelenerek, yeni ekonomik sistemler getirilmelidir.

İhtiyaç giderilmediği sürece üzüntü ve acı yaratan bir duygudur. İnsanın yaşamına devam edebilmesi için soluma, giyinme, beslenme, barınma gibi temel ihtiyaçları bulunmaktadır. Hayati olan bu temel ihtiyaçlar dışında kalan ihtiyaçlara ise sosyal ve kültürel ihtiyaçlar denmektedir. Bu durum ihtiyaçlar hiyerarşisi ile açıklanmıştır. İhtiyaçlar piramidi de denen bu kavramda; piramidin tabanını zorunlu ihtiyaçlar, orta kısmını kültürel ihtiyaçlar ve piramidin tepe kısmında sosyal ihtiyaçlar yer alır.

Ürün veya hizmetlerin, ihtiyaç olanı giderme kabiliyeti ve derecesine verilen addır. Tüketici bir ürün veya hizmetten sağladıkları ile tatmin duygusuna erişir.

Bireyler veya toplum, bir ürün veya hizmetin değerini; sağladığı fayda, fazla veya az bulunması ve o ürün veya hizmetin kalitesine göre belirler. Eğer ürün veya hizmetin değeri sadece sağladığı fayda ile ölçülseydi suyun değerli madenden daha kıymetli olması gerekirdi. İnsanoğlu değer tayin ederken, mal veya hizmete tüketici ne kadar sınırlı olarak ulaşıyorsa onu ölçü almaktadır. Aslında insanoğlunun bencilliği, sınırlı olan ürün veya hizmete yüksek değer vermesi ile oluşur.

Ürün veya hizmetin parasal açıdan değerinin ifade edilmesine fiyat adı verilmektedir. Ürün veya hizmetin değeri, bulunduğu ekonomideki uygulanan ortak değer ölçüsünde, parasallaştırılarak fiyat olarak ifade edilir. İlkel yaşamdan itibaren tarım  istikrarı, bir ülke ekonomisinin vazgeçilmez temel unsurudur. Merkez bankasının asıl amacı fiyat istikrarını sağlamaktır.

Her türlü ekonomik sıkıntılar devlet ve vatandaş iş birliği ile çözülecektir.

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL