Atatürk tarafından 1923 yılında Halk Fırkası adıyla kuruluyor ve vefatının ertesi yılın yani 1935 yılında yapılan 4.kurultayda adını Cumhuriyet Halk Partisi olarak değiştiriyor. Yine Atatürk ve arkadaşları tarafından Anadolu ve..
Atatürk tarafından 1923 yılında Halk Fırkası adıyla kuruluyor ve vefatının ertesi yılın yani 1935 yılında yapılan 4.kurultayda adını Cumhuriyet Halk Partisi olarak değiştiriyor. Yine Atatürk ve arkadaşları tarafından Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin liberal-çağdaş sağ/sol eşitlikçi ideoloji görüşü İnönü’nün genel başkanlığa getirilişiyle birlikte yerini Sosyalist çizgiye bırakıyor. Sahi Atatürk’ün solcu-sağcı yada sosyalist olduğu nerde yazıyor? Neyse..Velasılı şahsi kanaatımca bugünün CHP’si Atatürk’ün kurduğu ideal anlayışa sahip olduğunu iddia ediyor olsa da; mevcutun siyasal literatürde resmileştirdiği Sosyal Demokrasi, Atatürk’çülük, Demokratik Sol, İlericilik, Pro-Avrupa’cılık, Parlementerizm ve Büyük Çadır ideolojileri hem kendi arasında çelişkiler hemde o çelişkilerin yarattığı Demokratik Sosyalizm ve Sosyal Liberalizm görüş ayrılıkları nedeniyle kuruluş niyet ve hedefinden şiddetle ayrışıyor.
Atatürk’ün vefatından sonra başlayan bu ayrışma Demokrat Parti, Cumhuriyetçi Güven Partisi, Halkın Yükselişi Partisi, Anadolu Partisi, Yenilik Partisi ve Memleket Partisi gibi yavru partiler olarak ta kendini gayet net belli ediyor. Atatürk’ün CHP anlayışından sonra melezleşen ideolojik çelişkiler; her birisi özünde Atatürk’çü olan ama akabinde ortaya çıkartılan melez görüşlerden birisini kuruluş amacına oturtan bu partilerin kurulmasına neden oluyor.
Mevcut CHP ideolojisinin anası olan Atatürk’ün Halk Fıkrası ideolojisinden ayrıştırılması ve sık sık bölünmesine; Türk halkı ayrışmayı tetikleyenlerin söylediği CHP’nin doğasında tartışma kültürü dolayısıyla demokratik çatışma vardır bahanesine asla inanmadığını her seçimde belli ediyor. Atatürk’ün Halk Fırkası partisi çizgisine dön diye ikaz ediyor. Mevcut CHP içinde melezleşmeyi tetikleyen tüm sözde solcu yada sosyalist CHP parti ağalarına rağmen, temelinde Atatürk’ün harcı var diye destek veriyor. Son seçimin Birleşe Birleşe Kazanacağız sloganını bile sözde siyasal elitistlerden farklı görüp gene onlardan daha fazla özde benimsiyor. Parti ağalarının anladığı farklı siyasi görüşlerle ortaklık yapmak iken; Halkın Fırkası seçmeni bunu radikalistler dışındaki tüm sağ ve sol görüşlerin özü bile Atatürk’ün Halk Fırkası içindedir diye kabul ediyor.
Çoğu Mustafa Kemal’in akrabası, hemşehrisi ve çocukluk zamanlarından arkadaşı olanların torunları olan Trakya’da bile bu durum aynı ne yazık ki. Atatürk’ün vefatını fırsat bilen yağmacıların Halk Fırkası ideolojisini sözde sol diyalektik ile melezleştirmesi yetmezmiş gibi; ayrılıkçı Kürt, siyasal Aleviyat ve çakma kapitalist politikaların zaten sıkıntılı olan CHP siyasetini yönlendirmesi Trakya seçmeninde dahi rahatsızlık yaratıyor.
CHP’li bölge belediye başkanlarının ve seçilmişlerinin bu bilinçli ayrıştırmayı görsede görmese de; kişisel menfaatleri uğruna anlamazlıktan gelmesi; hatta hatta daha da tetiklemeleri bardağı fazlasıyla taşırıyor. İşin içine makyavelist entrikalar da girince CHP realitelerini görmesi engellenen entelektüel CHP seçmeni bile hala halka cahil demeye devam ediyor. Daha da tehlikesi, 14 Mayıs 2023 geceyarısından beri sosyal medyada inanılmaz bir deprem Bölgesi mağdurlarını düşmanlık seviyesinde hor görme histerisi yaşanıyor. Hiç kimsede meselenin temelini halkta, parti tüzüğünde yada parti siyasetinden keza CHP’nin melez ideolojilerinde arayım birazda demiyor.
Yeni dönem TBMM vekil çoğunluğu Cumhur İttifakında. Yıllardır olduğu gibi. Yukarıda ifade etmeye çalıştığım görüşlerimin bunun da sebeb-sonuç ilişkine bağlı olduğunun altını çizeyim. Edirne özelindeyse bir tık dahası var. Edirne gibi Atatürk’ün Halk Fırkası anlayışına sahip, ve dahili CHP’ye baskın oy veren bir ilin seçmeni, heleki özellikle ekonomik şartlar bu haldeyken 3 hatta 4 CHP vekili yerine 2 tanesini Ankara’ya gönderiyor ve gene yanına Halk Fırkası değerlerine sahip ama sağ fraksiyonda hareket eden IYI Parti’den (kuvvetle muhtemel yakında muhalif) bir eküri veriyorsa bu “başarızlığın” hesabını Edirne seçmeni değil; genel merkezin melez ideoloji karmaşasına dur diyemeyen örgüt ekabiriyeti, gizli kişisel ajandasına sahip seçilmişleri ve partinin son derece çağdaş algoritmik aday belirleme programını partinin siyasal Kürtçü/Alevi fitnecilerinin baskısıyla genel başkandan hatta kendisine bağlı teknoloji ekibinden habersiz tersyüz eden; ve nedense Edirne’den sorumlu genel başkan yardımcısı Onursal Adıgüzel vermelidir.
CHP’ye rağmen CHP’yi ayakta tutan seçmen eğerki yıllardır bitmeyen bu durumun tahlilini iyi yapabilirse Kemal Kılıçdaroğlu Sinan Oğan’a giden oyları alarak başkan olacaktır inancındayım. Kaldıki Sinan Oğan söylemleri ve oy verenler iyi analiz edilirse 1923 idealine sahip olduğu görülecektir. Fakat acizane son tahlilim; 1 yıl zarfında erken seçime gideceğimiz ve bu aradaki sürecin CHP’nin ya Halk Fırkası felsefesine dönüp küllerinden tekrar döneceği yada sözde fraksiyonist melezleştirmelerle tekrar bölüneceğidir.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)