Köşe Yazarlarımız Okuma Sayısı: 374

Ersin ERTÜRK Yazdı:DEĞERLİ DOST

Sonbahar yaklaşmış, sert esen rüzgarlar ağaçların sararmış yapraklarını dökerken, beni de önüne katarak bir bilinmeyene sürüklüyordu. Hani hiç beklemediğin anda duvara son sürat çarpar darmadağın olursun ya! Aynen öyle.  ..

Ersin ERTÜRK Yazdı:DEĞERLİ DOST

Sonbahar yaklaşmış, sert esen rüzgarlar ağaçların sararmış yapraklarını dökerken, beni de önüne katarak bir bilinmeyene sürüklüyordu. Hani hiç beklemediğin anda duvara son sürat çarpar darmadağın olursun ya! Aynen öyle.

 

Şaşkınlık; sonra ne yapmam gerekiyor diye çözüm arayışları. Toparlanmak istiyorsun olmuyor. Artık hayal bile kuramıyor oluyorsun, iyi mi?

 

Vücudun farklı çalışırken, beynin ayrı çalışıyor, kendini en güçlü hissettiğin en üretken olduğun dönemde hayal kırıklığı ve umutsuzluk. Kendini kapatıyorsun yalan dünyaya! Gerçek dünyayla karşı karşıyasın. Var olma yok olma savaşı bu kolay mı? Vee…

 

Sonra, zorunlu kabulleniş ve direniş başlıyor. Haydi diyorsun bu güne kadar nasıl tek başına direndiysen tüm olumsuzluklara, bu gün de  tek başına direnmelisin. Mücadeleden kaçmak yakışmaz sana. Sen ne zorluklara, yokluklara mücadele ederek bağışıklık kazandın.  Bunu da başarırsın, yok öyle pes ederek teslim olmak, yok öyle karalar bağlamak.

 

Sert esen rüzgarlar fırtınaya dönüşürken, kışın soğuk yüzü kendini hissettiriyor. Bu kış hiç beklenmedik bir şekilde titretiyor tüm vücudunu. Ya fırtınaya kapılıp sürüklediği yere gideceksin,  ya da mücadele edeceksin.

 

Bir kış boyunca tüm bedenin direniyor. Sanki üstünden kamyon geçmiş gibi debeleniyor. Boş çuval gibi ayakta bile duramıyorsun. Yığılıveriyorsun bir köşeye. Çekirdek ailen de beraber yaşıyor ve yoruluyor seninle, beraber direniyor.

 

Günler günleri, aylar ayları kovalarken dışarıda yaşam devam ediyor, sende sarılmalısın yaşama. Daha görecek günler var ufukta.

 

Ve bir gün güneş parlamaya başlamış,  pulluğun ters yüz ettiği topraktan solucanları kapmaya çalışan kuşların çabası, toprağı yeşile boyamaya çalışan ekinler. Bahar mı gelmiş ne? Yoksa yoksa ‘’Bir Nisan’’ şakası mı yapıyor doğa?

 

Bir bahar sabahı balkondan kumruların sesine uyanırken yavrularının uçuş denemesine tanık oluyorsun. Yaşama nasıl tutunmaya çalıştıklarını görüyorsun. Iraklara göz gezdirdiğinde badem ağaçlarının çiçeğe durduğunu görüyorsun. Hani Üstat Nesin’in dediği gibi:

 

“Sen ağaçların aptalı

Ben insanların

Seni kandırır havalar

Beni sevdalar…”

 

Bu havalar kandırıyor mu seni ne diye düşünmüyor değilsin. Acaba erken mi umutlanıyorsun derken;

 

Güzel bir haber,

“Şimdilik  endişe edecek bir durumun yok” sözlerini duyunca,

Bir Nisan’’ şakası olmadığını anlıyorsun haberin. Sevdanın düş olmadığının muştulandığını anlıyorsun.

 

Özledim dostlarımı, ama bir kaç ayım daha var sizlerle buluşmama,

 

Ne güzel demiş üstad Nesin.

“Bakarsın sevdam düş olmaz

Nasıl vermişsem kendimi son sevdama

Vurmalıyım kendimi bu güzel havaya.

 

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL