Dünyada başka bir örneği olmayan Köy Enstitüleri.. 17 Nisan 1940 yılında kuruldu…… Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel gözetiminde İsmail Hakkı Tonguç tarafından kuruldu…. Mecliste Köy Enstitüleri yasası oynanır iken..
Dünyada başka bir örneği olmayan Köy Enstitüleri..
17 Nisan 1940 yılında kuruldu……
Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel gözetiminde İsmail Hakkı Tonguç tarafından kuruldu….
Mecliste Köy Enstitüleri yasası oynanır iken başta Celal Bayar, Adnan Menderes ve daha sonra Demokrat Partiyi kuracak olan 148 milletvekili meclise gelmediler.
Yasa meclise gelenlerin oy birliği ile 278 oyla kabul edildi…..
1940 yıllarında nüfusun yüzde sekseni köylerde yaşıyordu……
16 milyon nüfusun 12 milyonu köyde yaşıyordu…..
Köylüler ilkel bir şekilde tarım ile uğraşıyorlardı….
Bir diğer konuda bu günkü gibi Anadolu’da köyler ve toprak ağaların idi…
Köylüler ağaların emrinde boğaz tokluğuna köle gibi çalışıyordu….
1940 yıllarında tarım emek gücü ile yapılıyordu…
Köy Enstitülerinin bir tek amacı vardı köylüyü aydınlatmaktı….
Köy Enstitülerine il ve ilçe merkez çocukları alınmaz idi…
Köy Enstitülerine sadece köyde okuyan zeki öğrencileri alınırdı…
Köy çocukları eğitilir, yetiştirilir öğretmeni olarak köylere atanıyordu.
Köy Enstitülerinde köy çocuklarına öğretmenlik dışında diğer mesleki bilgilerde veriliyordu…
Arıcılık,inşaat ustası, Marangoz, bağcı, sağlıkçı, balıkçılık gibi meslekler öğretiliyordu.…….
Köy Enstitüleri ülkemizin 21 yerinde şehirden uzak tren istasyonları yakın verimli arazilerin olduğu yerlere kuruldu……
Öğrenciler kendi okullarını kendileri yaptılar….
Derslerin yüzde ellisi örgün eğitim, yüzde ellisi de uygulamalı eğitimdi….
Öğretmenler gittiği köylerde bilinmeyen tarımı köylüye öğretiyorlardı..
Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel ilk defa dünya klasikleri Türkçeye çevirdi…
Köy Enstitüleri kütüphaneleri kitaplarla donatıldı……
Her Köy Enstitü öğrencisinin yılda 25 kitap okuması zorunlu idi..
Köyden gelen çocuklar kültürlü, bilgili birer aydın oluyorlardı…
Fakir Baykurt, Mahmut Makal, Talip Apaydın, Rıfat Ilgaz, Ümit Kaftancıoğlu, Dursun Akçam, Mehmet Başaran, Ali Dündar, Yakup Kepenek gibi birçok yazar ve düşünür yetiştirmiştir………
Aşık Veysel Köy Enstitülerinde ders vermiştir….
Ruhi Su Köy Enstitüsünde yetişmiştir…
Köy öğretmenlerinin her biri devrimci ve aydındı……
Köy öğretmenleri ezenden değil, ezilenden yanaydılar….
Köy Enstitü öğretmenleri ağalık düzeni yıkılmalıdır diyenlerdi…..
Her zaman alınteri çalınan köylünün, halkın yanında oldular….
Toprakların topraksız köylülere eşit bir şekilde dağıtılmasını isteyenlerdi…
Köye öğretmen gelmeden önce her şeyi ağa biliyordu……..
Sonrasında köyde her şeyi bilen öğretmen oldu…
Köye bir çuval kitapla giden öğretmenler köylüyü uyandırdı……
Köylüde bir kıpırdanış başkaldırış başladı…….
Ağalık sistemine isyan sürecine bir gidiş başlandı……
Ağadan korkan köylü ağaya karşı gelmeye başladı….
Fakirliğin, yoksulluğun, ağalığın, köleliğin kader olmadığını düşünür oldular…….
Toprak ağanın değil de toprağı işleyen bizlerin olmalıdır der oldular….…
Toprak reformu dillenir oldu…….….
Köyün o cahil insanı gitmiş yerine hak arayan köylüler gelmişti…
Köyde öğretmen, köylü, öğrenci sürekli kitap okuyordu…..
Ülke insanın çağdaş ve uygarlık yolunda hızla ilerliyordu…
Halk hocaya, üfürükçüye, büyücüye inanmaz olmuştu….
Halk bilime gerçeğe inanır olmuştu….…
İşte bu aşamada rahatları kaçan ağalar ve sömürenler…..
Öğretmenlere ve köy Enstitülerine karşı acımasız iftira kampanyaları başlattılar……
Ağalar öğretmenlerin birer komünist olduğu söylentilerini yaydı.
Köy Enstitülerin komünistlerin, dinsizlerin yetiştiği fuhuş yuvaları olduğu söylendi…….
Ağaların seçtiği vekiller sürekli mecliste öğretmenleri ve enstitüleri kötülediler…
CHP 1946 seçimlerine gider iken oy kaybedeceği endişesi ile Köy Enstitülerinin kapatılma kararını aldı….
Ve de 1954 yılında köy Enstitüleri kapatıldı……
Böylece ülkemizin aydınlanmasının önü kesilmiş oldu……..
1954 yılından bu yana ülkemizde!…..
Aydınları, devrimcileri zindanlara atılır oldu……..
Kitaplar yasaklanır, yakılır oldu….
Ülkesine seven devrimciler idam sehpalarında sallanır oldu…
Bilim adamları, aydınlar, gazeteciler öldürüldü…..
Ülke hızla çağdaş uygarlıktan ve bilimden uzaklaştırıldı….…….
Köy Enstitü öğretmenlerinin her biri birer ışıktı….
Işıklar söndürüldü……
Ve de ülkemiz de karanlığa gömüldü……
Benden söylemesi……..
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)