Köşe Yazarlarımız Okuma Sayısı: 149

MÜFİT DEMİRKOL YAZDI:DİN EĞİTİMİ

Çocukluk dönemi, bireyin yaşamını derinden etkileyen davranışların kazanıldığı,kişiliğinin şekillendiği, inanç ve değer yargılarının temellendiği önemli bir süreçtir. Bu süreçte, bireyin farklı yönlerini temsil eden fiziksel, zihinsel, dilsel, duygusal, sosyal, ahlaki..

MÜFİT DEMİRKOL YAZDI:DİN  EĞİTİMİ

Çocukluk dönemi, bireyin yaşamını derinden etkileyen davranışların kazanıldığı,kişiliğinin şekillendiği, inanç ve değer yargılarının temellendiği önemli bir süreçtir. Bu süreçte, bireyin farklı yönlerini temsil eden fiziksel, zihinsel, dilsel, duygusal, sosyal, ahlaki ve dinî gelişim özellikleri ortaya çıkar ve şekillenir .

Din, insanlığın başlangıcından itibaren var olan, günümüzde de toplumsal yaşamda tezahürleri görülen bir gerçekliktir

İlkokul da  8 yaşında ki bir yavruya din dersi gösterilmesinin, bir takım yanlışlıkları vardır. Öncelikle o yavrunun ailesinden aldığı terbiyenin bilinmesi gerekir.

Yurdumuz, bir islam ülkesidir. Ama bunun yanısıra vatandaşlarımız arasında İslamiyetin dışında da , başka dini inançlara sahip olanlarımız da bulunmaktadır.

Çocukta şekillenmeye başlayan din duygusunun ortaya çıkarak kendini hissettirmesi 3-5 yaşlarına tekabül eder. Çocuk sosyalleşme ile birlikte çevresinde konuşulan dili anlamaya başlar, davranışları gözlemler, olaylara doğrudan ya da dolaylı şekilde müdahil olur.Dil gelişimiyle birlikte çocuk çevresinde işittiği sesleri, kelimeleri, cümleleri öğrenir ve taklide yönelir. Aynı dönemde, dini söz ve davranışlar ile karşılaşan çocuklar, bunları da taklit ederek dinî inancın temellerini atmaya başlar.

Bunun yanı sıra, Türkiye’de 180 bin 854 Hristiyan ve yaklaşık 20 bin Yahudi için 435 kilise, manastır ve havra bulunuyor.

İşte bu yüzden ilk okullarda verilen din derslerinin sadece islamiyet üzerine olmamalıdır. Bu dersler Allahın birliğini, ana babaya saygıyı, ve davranışların düzelmesinin yönünde olmalıdır.

Karnesini, din dersi notunu, “zayıf” veya “kırık not” olarak alan bir yavrumuzun, yaşayabileceği ruh halinin ne olabileceği ve ne şekilde, bu yavrumuza yardım edebileceğimizin bilinmesi, ve buna göre bu dersleri veren öğretmenlerimizin bu noktalarda hassas olması gerekir.

Arapca  lisanın da duaların ezberlettirilmemesi şarttır. Yurdumuzun ana dilinin Türkçe olması, bu dualarında Türkçe olarak öğretilmesi  şarttır.

Bütün bu problemlerin yanı sıra en büyük problemin, kitabımız Kuran- ı Kerim’in bütün yurt sattında sadece yavrularımıza değil de, tüm halkımıza Türkçe olarak öğretilmesidir.

Büyük önderimiz Gazi Mustafa Kemal’in yaptığı gibi  kitabımız Türkçe olarak yayğınlaştırılmalıdır.İbadethanelerimizde de Türkçe olarak gösterilmelidir.İşte o zaman yaşamakta olduğumuz din ile ilğili sıkıntılarımız yok olacaktır.

Bütün bunların yanı sıra okullarımızda verilen din derslerinin , gerçek din öğretmenleri tarafından verilmesi şarttır. Bazı okullarda , “imamlarımızın” bu derslere öğretici olarak girdikleri bilinmektedir.

Yurdumuzda bütün inançlara sahip olan ailelerin evlatlarının okullarda tüm inançlara uyğun şekilde ve eşit davranışlar içerisinde din derslerinin alınması şarttır.

İşte o zaman insanlarımız eşit bir şekilde, hiç bir cemaate ve tarikat’a bağlı olmadan  huzur içerisin de, eşitliği bilerek  yaşayacaklardır

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL