ERSİN ERTÜRK YAZDI;HAKETTİK Mİ ?

HAKETTİK Mİ?

Bugün Cumhuriyet Halk Partililer, bir asra ulaşmanın sevinciyle Anıtkabir’i ziyaret ederek; türküler, danslar eşliğinde görevlerini yerine getirmeye çalıştılar.

İki yüzlülük yapamam, üzgünüm ama ben o cesareti gösteremedim. Elli yıllık bir partili olarak bu törenlere katılmak içimden gelmedi. Şimdi diyeceksiniz ki yüzüncü kuruluş gününü kutlamak nasıl içinden gelmez?

Sayın Genel Başkan anıt defterine, ‘’Türkiye Cumhuriyeti’nin ve partimizin kurucusu olarak demokrasi, sosyal adalet ve laiklik ilkelerine olan sarsılmaz bağlığınız ve ileri görüşlülüğünüz bizlere ilham vermeye devam ediyor.’’ Diye yazdı.

İyi de öte taraftan tam on üç yıldır:

‘’Ben bugün için laikliğin tehlike de olduğunu düşünmüyorum’’ diyen, ‘’Laiklik elden gidiyor politikasını izlemek doğru değil’’ diyen, ‘’Laikliğe aykırı olarak başörtüsü (türban) yasa önerisi’’ veren, ‘’Biz eski CHP değiliz’’ diyen aynı genel başkan değil miydi?

Ya, ‘’Bu parti görevini tamamladı, kapatılarak müze yapılmalı’’ diyenleri, ‘’Kefere Kemal’’ diyenleri, yaşamı boyunca ‘’Atatürk’e’’ dil uzatanları onun kurduğu meclise ve partinin en yetkili organlarına taşıyan kimdi?

İşte o nedenle, sizi bilmem ama bana ‘’yirmili yaşlarda girdiğin partide siz gençlere emanet edilen Cumhuriyet ve Cumhuriyet Halk partisini niye koruyamadınız? Neden sahip çıkmadınız? Diye sorulursa diye korkumdan cesaret edemediğim için katılmadım törenlere. Onun yerine Atatürk ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin kurucu felsefesini yeniden nasıl sahip çıkabilirim diye anlamaya çalıştım.

Katılmam ikiyüzlülük olurdu, içimden gelmedi be canım kardeşim. Bu gün, rejim değişirken hala koltuk koruma derdinde olanlarla mı sevincimi mi paylaşacaktım? Kesinlikle hayır. Onların sevinci bu parti yüz yıla ulaştı sevinci değildir, onların sevinci bak biz bu partiyi nasılda kurucu felsefeden uzaklaştırdık sevincidir.

Şimdi, biz gelelim Cumhuriyet Halk Partisi’nin neden 9 Eylül’e kurulduğuna:

9 Eylül, Afyon Kocatepe’de başlayan Büyük Taarruz’un İzmir’de taçlandığı ulusal kurtuluşun günü olması,

9 Eylül, Cumhuriyet Halk Partisi’nin 1. Kurultayı sayılan Sivas Kongresinde Anadolu ve Rumeli Müdafai Hukuk Cemiyetlerinin bir araya gelerek Ulusal mücadelenin başladığı gün olması, nedeniyle Cumhuriyet Halk Partisi’nin kurulduğu gün 9 Eylül olmuştur. 9 Eylül Türkiye’dir ve de Türkiye’de Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Kısaca halkın ta kendisidir.

Her Cumhuriyet Halk Partilinin Cumhuriyet’i ve Cumhuriyet Halk Partisi’ni sonsuza kadar koruma ve yaşatma gibi tarihi bir görevi vardır. Bu görevi bize değişmez genel başkanımız Mustafa Kemal Atatürk vermiştir.

İşte o nedenle Cumhuriyet Halk Partisi, göstermelik törenler yerine, Ulusal Kurtuluş Hareketinin çağın akışından, Türkiye’nin yapısından gelen ve bir devrimin temellerini oluşturan ideolojik unsurlarını taçlandırılması gerekmektedir. Bu unsurlar:

Antiemperyalist bir duruştur. Özgür ve Tam Bağımsızlık mücadelesidir. Halkın egemenliğidir. Laikliktir. Ülke topluluğunu oluşturan gruplar ve sınıfların dayanışma ruhudur. Çiftçinin, esnafın, emekçilerin, bilim insanlarının oluşturduğu örgütlenme biçimidir.

Mustafa Kemal Atatürk’e göre söz halkın olacaktı ve sözcüsü de‘’Halk Partisi’’ olacaktı. Cumhuriyet Halk partisi o günden sonra hep bu amaçla genel başkanlarına da görev yüklemiştir. O nedenle de Atatürk’ten İnönü’ye, İnönü’den Ecevit’e, Ecevit’ten Deniz Baykal’a kadar tüm genel başkanlar kurucu felsefeye sahip çıkarak halkın karşısına çıkmışlardır.

Ayrıca bu anlayış sadece genel başkanlar değil; Recep Peker’den, Kasım Gülek’e, Kamil Kırıkoğlu’ndan Orhan Eyüpoğlu’na, Mustafa Üstündağ’dan Önder Sav’a kadar güçlü genel sekreterlerle Altı Ok ilkelerinden hiçbir zaman ödün vermeden çağdaş ve uygar bir Türkiye mücadelesi vermiştir.

Ya bu gün?

‘’Geçmişi temiz biri olsa bırakırım’’ diyen genel başkanın karşısında değişim isteyenler ‘’işte ben temizim, adayım’’ diyememişlerdir. İşte bu da tüm parti üyelerinin canını acıtmaktadır. Ortada adayım diyerek dolaşanlarında parti kuruluş felsefesine dönmeli diyememesi bizleri üzmektedir.

İşte o nedenle bende kutlamalara katılmak yerine, yeniden Cumhuriyet Halk Partisi için; partiyi ele geçiren karşı devrimcilerin elinden kurtarma mücadelesine hiçbir makam ve mevki beklentisi olmadan, ‘’Bu partinin ilkeleri mi varda senin ilkelerin olacak diyen en yetkili koltukta oturanlara inat, mücadeleme devam edeceğim.

İşte o zaman ben başım dik, bir asra ulaşmanın sevincini elli yıldır verdiğim onurlu mücadelemle Atatürk’ün karşısına çıkacağım.

Ersin Ertürk – Eskişehir – 11 Eylül 2023