Köşe Yazarlarımız Okuma Sayısı: 201

ERSİN ERTÜRK YAZDI;BENİMLE MİSİNİZ?

Sayın Kılıçdaroğlu İzmir kampından seslendi. Özetle: “Bazılarınızın sesi çıkmıyor, bazılarının da isteyerek veya istemiyerek zarar verdiğini görüyorum. Artık karar verin.” Benimleyseniz, benimle olduğunuzu artık hissetmek istiyorum. Sırtımı size yaslayacağımı bilmek..

ERSİN ERTÜRK YAZDI;BENİMLE MİSİNİZ?

Sayın Kılıçdaroğlu İzmir kampından seslendi. Özetle:

“Bazılarınızın sesi çıkmıyor, bazılarının da isteyerek veya istemiyerek zarar verdiğini görüyorum. Artık karar verin.”

Benimleyseniz, benimle olduğunuzu artık hissetmek istiyorum. Sırtımı size yaslayacağımı bilmek istiyorum.

Gerçekten benimle misiniz? Diye sordu.

Bu soru akla ve mantığa aykırı. Şaşkınlık içerisindeyim. Bir partinin genel başkanı Cumhurbaşkanlığına aday olacakta o partinin üyeleri genel başkanının yanında yer almayacak öyle mi?

Olabilir mi böyle bir durum?

Bu nasıl parti disiplini?

Bu nasıl üye davranışı?

Bu nasıl örgüt yapısı?

Genel Başkan bu uyarıyı yapmak zorunda kaldığına göre ya kuşkusu ya da bildiği bir durum var.

O zaman niye yanınızda değillerde karşınızdalar? Onun sorgulanması gerekmez mi, Sayın Genel Başkanım?

Eğer böyleyse örgütün geldiği noktaya bir bakar mısınız?

İşte bu durum yıllardır örgütteki izlenen politikaların sonucu. Üyeyi yok sayan, partiiçi demokrasiyi yok sayan yapının sonucu.

Her CHP’li bırakın genel başkanı, herhangi bir partili bile aday olsa desteklemesi gerekmez mi ?

Gerekir, hemde her koşulda. Önceki genel başkanlarda bu hep böyle olmadı mı?

Peki, ya bu gün?

Aylardır Sayın Kılıçdaroğlu’nun adaylığını engellemek için hem parti içinden hem de parti dışından kah Sayın İmamoğlu’nun kah Sayın Yavaş’ın adaylığı pompalandı duruldu.

Yıllardır Altılı Masada oturanlar CHP’nin tabanını tırtıklamak için genleriyle oynadı durdu.

Bu ayrışmanın altında partinin Yeni CHP’ye dönüştürülmesiyle başlayan bir süreç yatıyor.

O zaman izlenen politikaların sorgulanması gerekmez mi?

Muhafazakarlara hoş görünmek üzere Altı Ok ilkelerinden Laiklik ve Devrimcilik ilkeleri göz ardı edildi. Sosyal demokrasinin vazgeçilmez kuralı partiiçi demokrasi yok sayıldı.

Hiç araştırıldı mı bu gerekçelerle istifa eden kaç partili hangi partiye geçti?

Partili olmak parti tüzüğü ve programına bağlılığı gerektirir. Partide verilen görevleri yerine getirme zorunluluğunu gerektirir.

Eğer görevini yerine getirmiyorsa parti suçu işliyor demektir.

Yok görev yapmak istiyor ama izlenen politikalar nedeniyle sorumsuz yöneticiler üyeyi aktif hale getiremiyor ve üyeye görev vermiyorsa o zaman o yöneticiler parti suçu işlliyor demektir.

CHP’nin genlerinde genel başkan dururken bir başkasında ben adayım diye çıkmak yoktur.

Ancak, önceki dönemlerde genel başkan dururken Ekmelettin, İnce aday gösterilmedi mi?

O nedenle:

Biz CHP’liler Sayın İnce bir tarafa Ekmelettin’in adaylığında bile tıpış tıpış çalışıp koşarak oy kullanmak zorunda kalmadık mı? Sırf parti disiplini adına.

Ya şimdi Sayın Kılıçdaroğlu’na mı kullanmayacağız.

Ee o zaman nereden çıktı bu “benimle var mısınız? Sorusu.

Bir genel başkan şimdi bu soruyu soruyorsa tabiki her üye ve örgüt ” genel başkan yanındayım diyecektir. Yok değilim deme şansı var mı?

Aynı İmamoğlu, Yavaş, Soyer ve hatta Büyükerşen’in sıraya girip yanındayız mesajı verdiği gibi.

Eee mahalle baskısı var. İsterse vermesinler.

Esas olması gereken siz bu soruyu sormadan herkesin yanındayım diye açıklama yapması idi, ya şimdi:

Hele bir de milletvekili ve belediye başkanlığına aday olmayı düşünüyorsan istesesende istemesende yanındayım deme bakkalımda görelim. Yoksa rüyanda görürsün vekilliği de, belediye başkanlığını da.

Bakın sosyal medyaya, “genel başkanım seninleyim” diyenler sıraya girdiler.

Bu bile inandırıcı değil.

Atama mı olur, kontenjan mı olur, yoksa ittifaktan birimi yapılır, onu zamanı gelince öğreneceğiz.

O zaman kimler kimler aday olacak, hiç şaşırmak yok…

Yanlız:

Sizden beklentimiz seçildikten sonra muhafazakarlara verilen tavizler nedeniyle vazgeçtiğiniz partiiçi demokrasiye, laikliğe, Atatürk Devrimlerine sahip çıkmanız.

Son söz:

Sahip çıkacağınız umuduyla “bende seninleyim.” Genel Başkanım.

 

SON SÖZ Vee bu gün önemli bir gün. Hür Gazete, asırlardır süregelen gazete geleneğinin nice yüz yıllara ulaşması dileğiyle tüm Hür Gazete çalışanlarının ve okurlarının 15. Kuruluş yıl dönümünü kutlar saygılarımı sunarım.

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL