Köşe Yazarlarımız Okuma Sayısı: 755

SERDAR MANGA YAZDI;BİLGE İKTİSATÇI ATATÜRK

Abesle iştigal demeyin.Sadece 10 dk kendinizi Atatürk’ün yerine koyun.Ülkenizin askerisiniz. İşiniz toprakları koruyan orduya hizmet etmek.Kırım Savaşı akabinde ülkeniz ağır bir borçlanmaya gitmekle kalmamış;aldığı borçları süse püse harcamış.Askerin iaşesi bile..

SERDAR MANGA YAZDI;BİLGE İKTİSATÇI ATATÜRK

Abesle iştigal demeyin.Sadece 10 dk kendinizi Atatürk’ün yerine koyun.Ülkenizin askerisiniz. İşiniz toprakları koruyan orduya hizmet etmek.Kırım Savaşı akabinde ülkeniz ağır bir borçlanmaya gitmekle kalmamış;aldığı borçları süse püse harcamış.Askerin iaşesi bile karşılanamayacak vaziyetteyken;alacaklılar toprak bütünlüğünüzü de göz dikmiş.Saray hem askeri hem de iktisadi anlamda zor durumda.Ve siz bir asker olarak sadece cepheden cepheye savaşmakla kalmıyor;diğer yanda bu sosyo-iktisadi çöküş nasıl düzeltilir diye kendinizi yetiştiriyorsunuz.Görüyorsunuz ki savaşçı Türk Milleti eninde sonunda galip gelecek.Ama ya sonrası?

1914 Yılında başlayan 1. Dünya Harbi’ne kadarki borç yekünü 156.4 Milyon Osmanlı Lirası.Diğer bir deyişle bugünkü karşılığı 550.653.120.000 TL olan 1.126.080 kg 22 ayar altın.Nüfus 8 Milyon.Kapitülasyonlar sebebiyle ihracat,endüstri ve bankacılık hatta dokumacılık bile tamamen yabancıların elinde.Millet hayvancılık ve tarımla geçiniyor.Verdiği vergilerin tamamını Osmanlı borçlara harcıyor.Ülkenin bir merkez bankası yoku bırakın;tedavüldeki para sirkülasyonu ve faizleri borçlandığımız 3 ülke(Fransa,Almanya,İngiltere) birlikte belirliyor.Bunların kontrolündeki yerli sanayinin 1 Liraya üstelikte vergi ödemeksizin sattığını,siz 15 Lira artı vergiyle onlardan geri alıyorsunuz.Ve siz böyle bir mali iflas tablosunda hem 7 düvelle savaşacak hemde savaş sonrası yeni Türkiye’yi inşa edeceksiniz.

Engin matematik yeteneğinizle birlikte ülkenizi bu hale getiren sözde modern batının uyguladığı tüm iktisadi modelleri,kalkınma stratejilerini ve mali kanunlarını öğreniyorsunuz.İktisat bilgisine haiz herkesin görüşlerini alıyorsunuz.Ve bunları cephedeyken yapıyor ve büyük bir inançla “Kurtuluş ve Kalkınma” olur diyorsunuz.

19 Mayıs 1919 sadece toprak bütünlüğünün değil mali bağımsızlığında kurtuluş savaşı.O inançla Samsun’a ayak bastığınız gün milletin sırtındaki borç 303.7 Milyon Lira.4 yıllık 1. Dünya Savaşı Borçlarınızı 2 kata çıkartmış.Bugünkü karşılığı yaklaşık 1 Trilyon TL.Kurtuluş Savaşı için paraya ihtiyacımız var.İvedi bir şekilde 26-30 Temmuz 1919 Tarihindeki kongrede Anadolu insanının saraya oradan da Avrupa’lı borçlularına ödenmek üzere verdiği vergilerin “teberru adı altında”  artık Kuvayi Milliye ordusunun tanzimine verileceği kararnamesini çıkartıyorsunuz.Ancak şeffaf ve hesap verilebilir çağdaş muhasebat ilkesi gereğince bunu yasal bir zemine oturtmanız gerekiyor.Bu minvalde 23 Nisan 1920’den 1. İnönü Muharebesine kadar olan dönemde TBMM’Nin çıkarttığı 109 yasanın 56’sı çoğunluğu vergi usul kanunları olmak üzere mali konularla ilgili oluyor.Hatta TBMM’nin ilk işi “Türkiye Cumhuriyeti’nin 1920 Yılı Bütçesini” hazırlamak.Büyük Taarruz öncesi hazırlanan ilk bütçemizde gelir 63 milyon,gider 47 milyon;taarruza harcanacak askeri ödenek ise 20 milyon Lira olarak kabul ediliyor.Buna bağlı olarak Tekalifi Milliye kanunu çıkarttırıyor Atatürk.Yani taarruz öncesi halktan toplanacak çarık,battaniye,darı vblerin savaş sonunda halka parasının ödeneceği garantisi.Bir nevi ilk devlet borçlanma bonomuz bu.Rusya’dan 11 Milyon Ruble ve 100.000 Lira(altın para) değerinde külçe altın,Hindistan’dansa 125.000 sterlin gibi yapılan geri dönüşümsüz gönüllü yardımlar bile kanunla muhesebeleştiriliyor.Ve ancak düzenli bir mali kontrol sistemi teşkil edildikten sonra büyük taarruzu başlatıyor Atatürk.

Askeri anlamda Anadolu düşmandan temizlendikten sonra sıra geliyor milli merkez bankasının kurulmasına;Osmanlı’dan kalan borçların yapılanmasına ve iktisadi kalkınma planının hazırlanmasına Hepsi aslında Atatürk’ün kafasında.İlk iş 1923 yılında TCMB’yi kuruyor ki banknot ve para politikaları özgürlüğümüz olsun.Ve tabii ki İş Bankası.Vakit geçirmeden Osmanlı’dan devrolan borçların yapılandırılması gerekiyor.İyi de o alacaklılar Misakı Milli topraklarının her metre karesini ipotek altına almış.Tanımıyorum derseniz;dünyada yeni ülkenizi tanımayacak.Kural böyle.Ve bugünkü karşılığı 2 Trilyon TL’lik ipoteğin kaldırılması ve borç yapılandırılması için benim diyen iktisat stratejisinin yapamayacağı planı devreye sokuyor.Diyor ki pazarlıklarda;borç Osmanlının ama ipotek Anadolu topraklarında Bizim Misakı Milli sınırımızı kabul ettiniz ama;Osmanlı’dan kalan ve üzerine 16 ayrı devlet kurulan topraklar karşılığında.O halde alacaklarınızı onlardan da tahsil etmelisiniz.Böylece 1925 yılında yapılan Paris Antlaşması ile 1912 yılından Önceki Osmanlı Borçlarının %62’sinin,1912’den sonrakilerin ise %77’sinin uzun vadeli (1954 son) bir planla TC Tarafından ödenmesi kabul ediliyor.

Ve sıra geliyor kalkınma modeline.Dikkat buyurunuz.Kapitalizm,Marksizm,vs vs kalkınma ideolojisi demiyorum.Kalkınmanın bağımsız ve endüstriyel bir planlamayla olabileceğini biliyor bilge ekonomist Atatürk.Hiç beklemeden 17 Şubat-4 Mart 1923 tarihlerinde 1. İktisat Kongresi’ni tertip ediyor İzmir’de Kongrenin andı olan Say Misak-ı Millisi (Ulusal Çalışma Andı) her şeyi özetliyor aslında.Devlet bankası kurulması,yerli ham maddeye dayalı sanayinin teşvik edilmesi,organize sanayi modeli,sendikalaşma,atölyelerin fabrikalaştırılması vs gibi 10 ana başlıktan oluşan kararlar alınıyor  ilk iktisat kongresinde.Bir dakika bile beklenmiyor ve Atatürk’ün bizzat emriyle Sanayi Teşvik Kanunu çıkartılıyor mesela.1925-1938 arasında her biri ihracat ve istihdam odaklı 35 ağır sanayi fabrikası yatırımını devlet bizzat kendi eliyle yapıyor.Şimdi sıkı durun.Devletin o süreçte yaptığı ağır endüstriyel yatırımların tamamının finansal kaynağı halk.Faizsiz “sözde islami” bankacılık modeli vardır ya;katılım pay,hah işte bu model kullanılarak hemde.Bugünkü muhasebe sistemimizin omurgasını oluşturan her ortağın yatırımını anlık kontrol edebileceği,katılım pay devirlerini devlet güvencesi altında yapabileceği muhteşem bir bütçe modeliyle.Yani “bağımsız borsacılığın da temelleri” aslında;hemde günümüz batı dünyasındakilerin baz aldığı eylemsel algoritmalarla.

Evet;Gazi Mustafa Kemal Atatürk sadece askeri kahraman ya da devrimci zeki bir lider değildi.O her şeyin ötesinde üstadların üstadı bir ekonomistti de.Nur içinde yat bilge insan…

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL