Edirne Haberleri Okuma Sayısı: 721

Kabak Tadı!

Recep Çınar Kabağın tadı hoştur, faydaları da çoktur. Ama bir şeyin kabak tadı vermesi pek hoş değildir! Bizzat yaşadığınız oluyordur, gündelik yaşamın içerisinde can sıkıcı bir durum olduğu zaman çok..

Kabak Tadı!

Recep Çınar

Kabağın tadı hoştur, faydaları da çoktur. Ama bir şeyin kabak tadı vermesi pek hoş değildir!

Bizzat yaşadığınız oluyordur, gündelik yaşamın içerisinde can sıkıcı bir durum olduğu zaman çok fazla kullanılan deyimlerden biri olarak kabak tadı vermek cümlesi kullanılır. Peki, kabak tadı vermek deyiminin anlamı nedir?

Türk Dil Kurumuna göre, “Bıktırmak, tatsız olmaya başlamak veya usanç vermek” şeklinde ifade edilmektedir. Herhangi bir durum uzadığı zaman ve can sıkmaya başladığında bu deyim kullanılır.
Günümüzde, kabak tadı vermeyen ne kaldı ki? Ekonomi mi, işsizlik mi, ahlak mı? Bir de buna “Pandemi” eklenince birçoğumuz adeta “fıttırdık”!

Her şey kabak tadı verirken, böyle bir ortamda şehrimizin güzide mahallelerinden Karaağaç’ta Kabak Festivali düzenlendi.

Festival, Edirne Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından 16-17 Ekim tarihlerinde ilk kez düzenlenmiş oldu. Bir ilk olan “Kabak Festivali”ne yoğun ilgi vardı. İl dışından da pek çok insanın katıldığı festivale toplamda 15 bin katılım olduğu söyleniyor. Böylece Karaağaç bir “ilk”e imza atmış oldu.

Bu bize, “yapınca oluyor” dedirtti. Mahallelerimizde buna benzer nice programlar yapılabilir. Yeter ki istensin.

Bu aktivite, Karaağaç kabağımızı hem ülkemizde hem de komşu ülkelerde tanıtmış olduk.

Çeşitli şekillerde tüketilen kabağın insan sağlığında, alerjiye karşı savunma kalkanı Olmaktan kilo vermeye birçok fonksiyonları var. (Bunlar, GOOGLE’den öğrenilebilir).

Eski mahallelerimizin her birinin ayrı ayrı özellik ve güzellikleri var. Bakmayın günümüzdeki sahipsizliklerine, bakımsızlıklarına!

 

Şarkı sözlerinde öyle demiyor mu?

“Havasına suyuna taşına toprağına / Bin can feda bir tek dostuma / Her köşesi cennetim ezilir yanar içim / Bir başkadır benim memleketim!”                                                                                                                                                                        Evet! Havası, Suyu, Toprağı ile bir başkadır Karaağaç mahallesi. En temiz havası, verimli toprakları, bol suyu, insana ferahlık veren imar yapısıyla.

Karaağaçta 1970’li, 80’li yıllarda yetiştirilen sebze Edirne’nin ihtiyacını karşıladığı gibi her gün 8-10 kamyon mevsime göre değişik sebzeler İstanbul Hal’ine gönderilirdi.

Haziran ayı başlarında toplanmaya başlayan taze fasulye (meşhur Ayşekadın fasulyesi), Kasım ayında Lahana, Pırasa ile noktalanırdı. Yani, 6 ay sebze üretimi olurdu. Edirne’nin çeşitli mahallelerinden insanlarımız 5-6 ay boyunca Karaağaç’a bahçelerde çalışmaya gelirdi (Haziran – Kasım arası).  Edirne’de yetişen sebzelerden dışarıdan pek gelmezdi. Günümüzde ise birçok şeyin değiştiği gibi bu da değişti! Geçmişte kendi ihtiyacını karşılamanın ötesinde günlük 8-10 kamyon sebzeyi İstanbul’a gönderen Edirne’ye ne oldu da ihtiyacı olan sebzeyi bile yeterince üretemiyor?

Edirne, birçok şeyde olduğu gibi sahipsiz kaldı, teşviksiz kaldı, desteksiz kaldı…

Çok değil, toprağın 7-8 metre derinliğinde su çıkardı. Hemen her bahçede su kuyusu bulunurdu. 1950-60’lı yıllar öncesi birçok bahçede Atlarla çekilip işletilen döner su dolapları vardı, daha sonra su motorları devreye girdi.

İstanbul – Edirne arası trenlerin son durağı Karaağaç İstasyonu idi. Ayrıca Avrupa’ya giden trenler de Karaağaç’tan geçerek Yunanistan’a girerdi. Nasıl da hareketlilik canlılık vardı!

Yine, 1950-60 yılları öncesi Karaağaç’ta tütün yetiştirilirdi. İpek Böceği bakılırdı. Karaağaç’a girişteki eski Buzhanenin bahçesindeki yüksek metruk baca İpek Fabrikasına aitmiş. İpek böceği için özel “Dut”luk vardı. Dut ağaçlarının dalları budanır ve yaprakları ile İpek böcekleri beslenirdi. Mahallenin güneyinde, Yunan hududuna yakın meşhur “Sinekli” su kaynağımız vardı! Onu da koruyamadık! Ne korundu ki?

Ümit ediyoruz ki, Karaağaç’ta düzenlenen “Kabak Festivali”, diğer mahalleler için de bir örnek teşkil eder ve mahallelerde değişik alanlarda aktiviteler oluşur. Yapılan “Kabak Festivali”, “Kabak Tadı” vermedi ama kabağımızı tanıttı!

Muhtarlarımız gayretli insanlar. Sadece sahip çıkılmaya, teşvik edilmeye ve destek verilmeye ihtiyaçları var. Bunun için merkezi yönetime de mahalli yönetime de görevler düşüyor. Sayın Valimizin verdiği destek ile güzel ve örnek bir festival oldu. Bu vesile ile de Karaağaç Mahallemizde yetişen “kabağımız” da tanıtılmış oldu.

Geçtiğimiz ay Saraçhane Mahalle Muhtarı, “Mahallem Temiz Projesi” ile mahalle halkını teşvik ederek mahallede komple temizlik yaptırmıştı. Bu da farklı ve faydalı bir girişim. Temizlik konusu gerçekten Edirne’nin önde gelen sorunlarından biri. Tüm mahallelerimiz bunu ele almalı!

Karaağaç Mahallemiz “Üretim”, Saraçhane Mahallemiz de “Temizlik” konusunda öncülük ettiler. Kendilerini tebrik ediyorum. Sıra, diğer mahallelerimizde!

Dostça kalın…

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL