Köşe Yazarlarımız Okuma Sayısı: 317

YORGAN GİDECEK, KAVGA BİTECEK!

Hükümet ülkemizle ilgili kararlar alıyor. Halkımızın uzun yıllarını ipotek altına alan iç ve dış borçlanmalar yapıyor. Cebimizden beş para çıkmayacak adı altında bilimsel verilere dayanmayan garanti sayılarıyla otoyol, köprü, Tünel,..

YORGAN GİDECEK, KAVGA BİTECEK!

Hükümet ülkemizle ilgili kararlar alıyor.

Halkımızın uzun yıllarını ipotek altına alan iç ve dış borçlanmalar yapıyor.

Cebimizden beş para çıkmayacak adı altında bilimsel verilere dayanmayan garanti sayılarıyla otoyol, köprü, Tünel, Havaalanı, şehir hastaneleri yaptırıyor.

İleriye dönük döviz borçlu anlaşmalar yapıyor. Ödünler veriyor.

Bunlardan Parlamentonun haberi yok. Halk olarak bizlerin ise hiç haberi yok.

Oysa her anlaşmanın Parlamentodan geçirilmesi ,harcamaların Sayıştay tarafından incelenmesi Anayasa gereği.

Devlet yönetimi değil sırlar yönetimi oldu.

Her şey ticari sır! Eski Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, “İngiltere ile Serbest Ticaret Anlaşmamıza uluslararası yatırımların dahil edilmesini ve tarım alanında karşılıklı olarak farklı tavizler uygulamayı hedefliyoruz” demişti.

Uluslararası yatırımlar nelerdir?  Tarım alanında farklı tavizler dediği nelerdir?

Hangi tavizler verildi? Bu tavizler halkımızın mülkiyet hakkını nasıl etkileyecek?

Örneğin yapay etle ilgili İngiltere’nin çalışmaları var. Bizde Büyükbaş hayvan sayısının azaltılması düşüncesi bu anlaşma sonucu mu?

Tarımda tamamen ithalatçı bir ülke olduk.

Dünyanın 126 ülkesinden Tarım ve gıda ürünlerini ithal ediyoruz.

İngiltere’yle Tarım alanında yapılan anlaşmalar gibi Katarla sadece yapıldığını bildiğimiz su yönetim anlaşmaları imzalandı.

Ayrıntılarını Parlamento bile bilmiyor. Oysa bu ülkenin vergi veren yurttaşları olarak hepimiz bilmek zorundayız. Eski Ticaret Bakanı Pekcan, “Amacımız dünyanın stratejik tedarikçilerinden birisi olmak. Küresel değer zincirlerinin dönüşümünde Türkiye aktif olarak yer alacaktır” diye konuşmasına devam ediyordu. Ülkede çiftçiliğin ve Hayvancılığın gerilediği, üretici sayısının düştüğü bir ülkede nasıl stratejik tedarikçi olacağız? Bizim yerimize başkaları mı üretecek? Alman medyasında “Türkiye’nin buğday politikası ne kadar sürdürülebilir?” başlıklı inceleme yayımlanmış. Yazıda “Türkiye’de son yıllarda buğday ekim alanları daralırken ithalat hızla artıyor. 2019’da 9.8 milyon ton, son 18 yılda 59 milyon ton buğday ithalatı yapıldı. Diye ülkemizin Buğday politikası irdelenmiş. Bizim ülkemizde Parlamentoda yapılmayan tartışmaları yabancılar yapıyor. Sonra da iktidar ülkemizi dışarıya karşı küçük düşürmeyin. Diyor. Türk Ekonomisinin durumunu yabancı ülkeler bizden daha iyi biliyor,Biz de birileri hala ekonominin kanatlanıp uçtuğuna inanıyor. O birileri ancak yorgan gittiğinde, kavga bittiğinde uyanacak. Geçmişi iyi ve doğru bilmeyen gelecekte sürprizlere hazır olmalıdır. Gün birlik, bütünlük olma günü.  Gün ülkemiz kaynaklarına sahip çıkma günü. Gün Demokrasiye, Cumhuriyete, Laikliğe, kuvvetler ayrılığına sahip çıkma günüdür. Gün Atatürk ilke ve devrimleri yolunda çağdaş uygarlığa ulaşmak için çalışmak ve umutsuzluğa kapılmama günüdür.

 

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL