SAROS YERLEŞİMCİLERİ İÇİN KAOSMU BAŞLIYOR?

Yıllardır yılan hikayesine dönen Erikli sahili yazlıklarının hazineyemi yoksa mülk sahiplerinemi ait olduğu sorununa Yargıtay 16.Sulh Hukuk Dairesi yıllar sonra son noktayı koydu.

ERİKLİ HAZİNENİNDİR!

Bir Şubat 2021 tarihinde Yargıtay 16. Sulh Hukuk Dairesinde muvazalı yapılan duruşmaya davacı hazine avukatı, sorunun bu hale gelmesine sebep olan Keşan Belediyesinin avukatı ve iki mülk sahibi avukatı iştirak ettiler. Beş üye hakimden olaşan Yargıtay 16.Daire yerel mahkemenin kararını onayarak, “Erikli sahilindeki tüm mülklerin” Kıyı Kenar Çizgisi ve Mera Kanununa muhalefet ettiği gerekçesiyle hazineye ait olduğunu ilan etti.

BU KARAR CİDDİ KAOSLAR YARATIR!

Muvazalı duruşma ilanını aralık ayında gazetemize haber vererek “1 şubattaki duruşmanın tarihi önem taşıdığını ve bu yüzden tüm mağdurların bu duruşmayı yakından takip etmesi hatta müdahil olmasının önemini işaret eden Av.Yusuf Erikel; Yargıtayın verdiği nihai karar üzerine sorduğumuz sorulara karşı şöyle konuştu:

“Hukuki açıdan beklemediğimiz bir karar. Bundan sonrası Anayasa Mahkemesi ama onun da işlevi belli. Yargıtay’ın verdiği bu kararın 3 yansıması varki neresinden bakarsanız bakın hepsi kaotik bir sonuca yol açacaktır:

1)Mülk sahiplerinin inanmak istediği gibi Hazine yani devlet binlerce ev sahibini mağdur etmek istemezse ecri misil yada af gibi bir yol izlemek zorunda. Ama kendisiyle çelişir. Çünkü hazinenin savunduğu ve Yargıtayın haklı gördüğü gerekçe Erikli Sahilindeki yerleşimlerin doğaya zarar vermesi. Orası artık kaba tabirle hazineye ait milli park yada bahçe adına ne derseniz deyin. Yani doğa ve çevre adına kazandıysa o binaları boşalttırmadığı hatta yıkmadığı takdirde bu gerekçesinin vicdani yada mantıksal bir karşılığı kalmayacak. Devlet çelişkili karar vermez. Verirse kendi iç kaosunu yaratmış olur

2)Bu karar bir emsal olur ve en azından Enez’den başlayıp Gelibolu’ya kadar uzanan tüm sahil yerleşimlerini etkiler. Çünkü Kıyı Kenar Çizgisi yada mera ihlali açmazı Erikli için nasıl kabul görmüşse tüm Saros Körfezi için de görmek zorunda. Bu kararın oluşturacağı domino etkisi bölgesel bir kaos anlamı taşıyacaktır.

3)Bu bölgedeki mülkleri  tapulu ve tapu satış vaadiyle alınmış mülkler olarak ikiye ayırıyoruz. Tapular iptal edilmiş olsa dahi anayasal olarak hazine güvencesindedir. Hazine rayici belirleyip iptal ettiği tapuların bedelini tapu sahiplerine ödemekle mükellef. Binlerce ve milyon lira değeri olan yazlıklardan bahsediyoruz. Tapu satış vaadiyle el değiştirenlerde ise satıcı ve alıcı arasında kaosun yaşanacağı aşikar.