Köşe Yazarlarımız Okuma Sayısı: 368

ORHAN KALYONCU YAZDI:LİDER DEĞİŞİMİ

Ülkemizde, siyasi partilerin genel başkanlarını kendileri istemedikçe değiştirmek neredeyse mümkün değildir. Siyasi tarihimizde 1972’de yapılan CHP kurultayında İsmet İnönü’nün aday olmayarak koltuğunu Bülent Ecevit’e bırakması bir istisnadır. Ülkemizi kurtaran ve..

ORHAN KALYONCU YAZDI:LİDER DEĞİŞİMİ

Ülkemizde, siyasi partilerin genel başkanlarını kendileri istemedikçe değiştirmek neredeyse mümkün değildir. Siyasi tarihimizde 1972’de yapılan CHP kurultayında İsmet İnönü’nün aday olmayarak koltuğunu Bülent Ecevit’e bırakması bir istisnadır. Ülkemizi kurtaran ve Cumhuriyeti kuran Mustafa Kemal Atatürk’ün en yakın arkadaşı İsmet İnönü bu davranışıyla herkese demokrasi dersi vermiş, yerine gelen Bülent Ecevit liderliğindeki CHP 1973 ve 1977 genel seçimlerinde büyük başarı elde etmiştir. 1995 yılında SHP genel başkanı Erdal İnönü, yerini kendi isteğiyle Murat Karayalçın’a bırakmış, 2000 yılındada CHP’de Deniz Baykal bıraktığı genel başkanlığı yapılan kurultayda Altan Öymen’den geri almıştır.Demokrasinin tam uygulandığı Avrupa Ülkelerinde yıllarca süren parti başkanlığı pek görülmez. Başarılı olamayan gider, yerine yenisi gelir. Son bir yılda İngiltere‘de iktidarda olan Muhafazakar Parti 3 genel başkan ve başbakan değiştirdi. Kıyamette kopmadı. Bizde niye nöbet değişimi olmuyor? Taze kan gelmiyor?  Çok geniş olan genel başkanlık yetkileri ve olanakları yüzünden, olabilir mi?

Son seçimlerden sonra Cumhuriyet Halk Partisi’nde genel başkan dışındaki MYK üyeleri istifa etti. Adeta başarısızlığın faturası istifa ettirilen 12 MYK üyesine çıkarıldı. CHP tüzüğüne göre onları o göreve getiren genel başkandı. Görevden de alabilirdi. Yeni MYK üyelerini de genel başkan atadı. Bunu da genel başkan, “toplum yenilenme istiyordu, biz de yaptık”, diye açıkladı.Onun dışında bir özeleştiri duymadık. Kendisinin hataları var mıydı? Bundan sonra neler yapılabilir? Onların yanıtlarını kısa zamanda yapılacak kongrelerde bulabilecek miyiz? Yoksa 13 yıldaki her seçimden sonra olduğu gibi süreç zamana yayılarak, başarısızlık unutturulmaya mı çalışılacak? Koltuklardan kalkıp, değişimin yolu açılmıyor. Değişim sadece kişilerden de ibaret değildir. Zihniyet ve parti içi işleyiş de buna dahildir. Şimdiye kadar olan yöntemlerin partinin büyümesi için yeterli olmadığı anlaşılmıştır.

Kuruluşu Cumhuriyetten önce olan Cumhuriyet Halk Partisi neden oylarını arttıramıyor? Son seçimlerde aldığı oy 4 küçük parti ile birlikte yüzde 25,37’tir. Bu başarı mıdır? Aynı şeyleri yaparak farklı sonuç elde edilemeyeceğini anlamak, çok mu güçtür? Bu işin temelinde partinin demokratik bir şekilde yönetilmeyişi geliyor. Bu yüzden örgütler toplumun kılcal damarlarına kadar giremiyor. Parti halka hatta kendi üyesinebile güven vermiyor. Önseçim yapmazsanız, genel merkezden neye göre hazırlandığı belli olmayan listelere seçmenin oy vermesini isterseniz, oy alamazsınız. CHP genel başkanı Deniz Baykal 2004-2005 yıllarında “kavgalı eve kız vermezler”, diyerek demokratik usullere ve ön seçimlere son vermişti. Benzer sözleri 2010’da genel başkan olan Kemal Kılıçdaroğlu’da“kavgalı partili istemiyorum, kavga edeni partiden atarım”, diye ifade etti.Bunun sonucunda yapılmayan il-ilçe danışma kurulu toplantıları, tek adaylı kongreler, kongrelerde söz verilmeyen delegeler, yapılmayan ön seçimler oldu. Şu anda CHP’de sistem şöyle çalışıyor; Genel Merkez ve Genel Başkan tüm seçimle gelinen yerlere yani milletvekili ve belediye başkanlık adaylarını kendileri belirliyor.Seçilenler de Genel Merkezin ve Genel Başkanın devamını sağlıyorlar. Yani,” al gülüm, ver gülüm.” Tüzüğe göre partinin asıl sahibi üyeler olarak gözükse de karar mekanizmalarında ne yazık ki yoktur.

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL