Köşe Yazarlarımız Okuma Sayısı: 110

MÜFİT DEMİRKOL YAZDI:SİYASET

Siyaset veya politika, gruplar arasında kararların alındığı veya bireyler arasındaki güç ilişkilerinin, kaynakların dağıtımı veya statü gibi diğer etkileşim biçimlerinin ilişkilendirildiği bir dizi faaliyeti ifade eder. Siyaset ve hükümeti inceleyen..

MÜFİT DEMİRKOL YAZDI:SİYASET

Siyaset veya politika, gruplar arasında kararların alındığı veya bireyler arasındaki güç ilişkilerinin, kaynakların dağıtımı veya statü gibi diğer etkileşim biçimlerinin ilişkilendirildiği bir dizi faaliyeti ifade eder. Siyaset ve hükümeti inceleyen sosyal bilim dalı ise siyaset bilimi olarak adlandırılır.

Bu çerçevede siyaset, belli bir grup insanın birlikte yaşamasından kaynaklanan işlerle ilgili olarak karar verme sanatı olarak da tanımlanabilir. Sosyoloji için bireyi etkileyen toplumsal kurumlar içerisinde siyasetin özel bir yeri vardır.

Siyasî argümanlar çoğunlukla kavramların geçerli anlamları üzerine bir mücadeleye indirgenir ve her biri ‘özgürlük müdafisi’, ‘demokrasi taraftarı’ ve ‘adalet savunucusu’ olduğunu iddia eden karşıt taraflar tartışabilir, kavga edebilir ve hatta savaşabilirler.

Sorun şudur ki ‘özgürlük’, ‘demokrasi’ ve ‘adalet’ gibi kelimeler farklı insanlara öyle farklı şeyler ifade eder ki kavramların kendisi sorunlu gibi gözükür.

Türk siyasetinde de siyasi bireylerin kendi aralarında ortak oldukları tek nokta öncelikle rant, ardından da “korunma” dır.

Saygın hakimlerimizin duruşma salonlarında arkalarında yazılı olan,”ADALET MÜLKÜN TEMELİDİR.” sözünü, “malımızın, mülkümüzün temeli adalettir” şeklinde algılarız.Ne yazıktır ki bu söz dizisinin ne anlamı ne de yeri uygun değildir. Çünkü bu söz Hazreti Ömer tarafından söylenmiştir. Burada ki “mülk”,arapça olup, manası ise “devlet” demektir. Böylelikle Hz. Ömer’in kast etmekte olduğu şekli ile,”ADALET DEVLETİN TEMELİDİR.” demektir.

Devlet, hükümet siyaset özgürlük mülkiyet meşruiyet haklar hukuk gibi kavramları açıklayan bu kavramların varlığına niçin ihtiyaç duyulduğunu tartışan bir hükümetin meşruiyet kaynağı hakkında düşünen devletin özgürlükleri ve hakların için koruması gerektiği üzerine kafa yoran ve nasıl kurumsallaşması gerektiği hakkında fikirler üreten kanunun ne olduğunu sorgulayan vatandaşın ve devletin birbirlerine karşı olan yükümlülüklerini ne olduğunu açıklamayı hedefleyen bir devlet başkanı veya hükümetin ne zaman ve nasıl görevden çekilmesi gerektiğini tartışan bir sosyal bilim dalıdır.

Günümüzde devlet ve adalet kavramları ve uygulamaları çok değişmiştir.Siyasilerimiz, seçilmiş oldukları kimselerin haklarını korumak yerine kendi çıkarlarını ve kendi menfeatlerini düşünür hale gelmişlerdir.

En basiti, Cumhurbaşkanı olarak başımızda bulunan kişinin önce kendisinin ve eşinin ardından da çocuklarının ve torunlarının neden Amerikan pasaportlarına sahip oldukları sorulmalıdır.Diğer taraftan gene başta cumhurbaşkanımız olmak üzere tüm siyasilerimizin, “servet beyannameleri” ni halkımıza vermemeleri, servetlerini gizlemeleri de büyük bir sorun olmaktadır.

Bu ve buna benzer çelişkilerle siyaset yapmak sadece milleti kandırmaktır.

Siyasilerimizin seçilmeleri için bir takım vaadlerde bulundukları bu ortamda, siyaset yapmak, adaletsizlik, sahtekarlık ve yalancılık içermektedir.Seçilmek için biribirlerini itham etmeleri, suçlamalarının halkımıza hiç bir faydası olmayacaktır.

Vatan sathında önce eğitimden başlanılarak ülkemizi, geriye götürmenin, cahilleştirilmesinin tek sebebi, siyasilerimizin kendi çıkarları için dir.

Halk ne kadar cahil bırakılırsa, siyasilerin yalanlarına inananlar daha çok olacaktır.

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL