Köşe Yazarlarımız Okuma Sayısı: 134

MÜFİT DEMİRKOL YAZDI:LAİK TÜRKİYE (!)

Laiklik ne demektir.? Sadece din ile devlet işlerinin biribirine karışmaması mı dır.? Yoksa günümüzde olduğu gibi her türlü davranışları dinsel yönden sorgulamakmı dır. Dün okullar tatile girdi. Öğrenciler aldıkları karneler..

MÜFİT DEMİRKOL YAZDI:LAİK TÜRKİYE (!)

Laiklik ne demektir.? Sadece din ile devlet işlerinin biribirine karışmaması mı dır.? Yoksa günümüzde olduğu gibi her türlü davranışları dinsel yönden sorgulamakmı dır.

Dün okullar tatile girdi. Öğrenciler aldıkları karneler ile davranışlarını ebeveynlerine göstermek fırsatı buldu. İlk okul dördüncü sınıfa gitmekte olan bir yavrumuzun tüm derslerinin “çok iyi” olmasına karşın, din dersinin (!) “iyi” olması, bu yavrunun davranışlarını nasıl  etkilediğini görmek, inanılmaz bir üzüntü verdi.

İlkokul öğrencilerine sürelerin okunmasını ve anlamlarını sormanın yanı sıra, nasıl abdest olınacağının da öğretilmesinin, günümüz Türkiyesin’de “Laik” liğin ne manaya geldiğinin bir daha anlatılmasının gerektiğini ortaya koymaktadır.

Laiklik veya laisizm, devlet yönetiminde dinin veya dinsizliğin referans alınmamasını ve devletin din veya dinsizlik karşısında tarafsız ve tepkisiz olmasını savunan ilkedir

.Laikliği, resmi politikası dinsizlik olan rejimlerden kesinlikle ayrı tutmak gerekir. O tür rejimlerde devlet dine karşıdır. Vatandaşın dinsiz olarak yetişmesi için gereken her türlü tedbiri alır. Atatürkçü laiklikte ise, devlet işlerine karıştırılmaması koşulu ile tam bir din ve inanç özgürlüğü vardır.

Günümüz Türkiye’sin de ise Atatürk ilkesinde olduğu gibi, din ve inanç özgürlüğünün devlet işlerine karıştırılmaması  gerekirken, ilk okul daki yavrularımızı devletin eğitim kurumlarında bu şekilde yaşatılması laik’liğin,  tam tersi olmaktadır.

Laiklik devlet yönetiminde dinin veya dinsizliğin referans alınmamasını ve devletin din veya dinsizlik karşısında tarafsız ve tepkisiz olmasını savunan ilkedir.

Özellikle dinin küresel politikalardaki ağırlığının ve etkisinin soğuk savaş sonrasında giderek artması laiklik tartışmalarının da merkeze oturtulmasında önemli bir etken olmuştur. Dinle arasına mesafe koyan Avrupa’nın teknolojik alan başta olmak üzere hızlı ilerleyişi ve buna mukabil dini söylem ve motifleri günlük siyasal zeminin vazgeçilmezi haline getiren Ortadoğu ülkelerinin geri kalmışlığı laiklik konusundaki tartışmaların neredeyse yegâne malzemesi haline gelmiştir. Bundan dolayıdır ki ilk başlarda felsefecilerin tartışma konusu olan laiklik gelinen nokta itibariyle siyaset bilimciler, sosyologlar, hukukçular ve tarihçiler tarafından artık ele alınan bir konu olmuştur.

Din ile devlet işlerinin ayrı olarak ele alınması devletin bütün kademelerinde ve bütün işlevlerinde uyğulanması şarttır.

Yetişmekte olan yeni neslin bu şekilde ve inanılmaz nitelikteki davranışlar içerisinde yetiştirilmesi, inanç özğürlüğüne tamamiyle  ters olacaktır.

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL