Köşe Yazarlarımız Okuma Sayısı: 68

Müfit DEMİRKOL yazdı; VATAN  HAİNLİĞİ

VATAN  HAİNLİĞİ Günümüzde yaşamakta olduğumuz ekonomik sıkıntıların esas kaynaklarının idarecilerimiz olduğunu milletçe biliyoruz. Emeklilerin geçinemedikleri, öğrencilerimizin okuyamadıkları, çalışanlarımızın mali sıkıntılar içinde olduğu bir zamandayız. Bu sıkıntıların yanında, esas üzüntülerimizin ana..

Müfit DEMİRKOL yazdı; VATAN  HAİNLİĞİ

VATAN  HAİNLİĞİ

Günümüzde yaşamakta olduğumuz ekonomik sıkıntıların esas kaynaklarının idarecilerimiz olduğunu milletçe biliyoruz. Emeklilerin geçinemedikleri, öğrencilerimizin okuyamadıkları, çalışanlarımızın mali sıkıntılar içinde olduğu bir zamandayız. Bu sıkıntıların yanında, esas üzüntülerimizin ana kaynağı ise debremlerde kaybettiklerimiz ile, debremlerden sonra hayatta kalanlarında çektiği ve çekmekte devam ettikleri, manevi  acıların ardından gelen, işsizliğin getirmiş olduğu maddi sıkıntılardır.

Debremzede, hayatta kaldığına sevinsin mi, yoksa hayatlarını kaybedenlere üzülsün mü? Yoksa kendisinin bu şartlarda hayatta kaldığına üzülsün mü?

Bütün bu çapraşıklıkların içinde siyasilerimizin yerel seçimleri bulunmaktadır. Kim nasıl kazanacak, kim belediye başkanı, kim muhtar olacak,kim belediyelerin meclislerinde yer alacak, derdi ile uğraşılmaktadır.

Adayların bağlı bulundukları siyasi partilerin ne olduğuna, ne vaad ettiklerine bakılmaksızın gösterdikleri seçim çabası, ülkemiz insanının bu kadar sıkıntılı zamanın da doğru karşılanmamaktadır.

Siyasilerimizin hangi siyasi partisinden olurlarsa olsunlar, özellikle milletvekillertimizin  akıl almaz davranışları, yaşadığımız bu sıkıntılı günlerde sadece vatan hainliği olarak adlandırılabilinir.

Gönül isterdi ki, bağlı bulundukları siyasi partileri göz önüne almadan, bütün siyasilerin bir araya gelerek, çıkar gözetmeksizin, milletimizin manevi ve maddi her türlü sıkıntılarını el birliği ile düzelterek,ülkemizin refaha çıkmasını sağlamak olmalı idi.

Gün birliktelik, beraberlik günüdür. Gün, çıkarları uğruna seçilerek yeni rantların,çıkarların kazanılmasının günü değildir.

Bu kavramları çok duyarız, olur olmaz yerlerde “vatana ihanet ediyor”, “anayasal suç işliyor” veya “insanlık suçu işlendi” sözlerinin kullanıldığını görürüz.           Herhalde bu tür bir söz, içerdiği kelimelerin siyaseten yol açtığı tesir gücü sebebiyle tercih edilmektedir. Oysa bu kavramların, Ceza Hukuku bakımından ne anlam ifade ettiği ve içlerinin dolu olup olmadığı önemlidir.

“Darbe suçu” kavramının da çokça kullanıldığı görülür, fakat bir eylemin “darbe suçu” olarak nitelendirilebilmesi için, öncelikle bu suçun Ceza Hukukunun ilke ve esasları kapsamında kanunla tanımı yapılmalı ve iddiaya konu edilen eylem de bu tanıma uymalıdır. Aksi halde sıkça kullanılan “darbe suçu” kavramı, Ceza Hukukunda karşılık bulamaz.

“Vatan”; yurt, bir kimsenin doğup büyüdüğü yer, vatandaşlık bağı ile üzerinde yaşanılan ülke olarak tanımlanabilir. Bu kavram kutsal olup, her yerde özel koruma görür. “İhanet” kavramı ise; kutsal sayılan değerlere el uzatma, kötülük etme, karşı gelme, hainlik, güveni kötüye kullanma, aldatma ve vefasızlık olarak açıklanabilecek bir genişliğe sahiptir.

Bir kimsenin; yurduna, doğup büyüdüğü veya vatandaş olarak bağlandığı ülkesine hainlik yapmasına “vatana ihanet” denir.Gerek “ihanet” kavramının anlam genişliği ve gerekse sayısız eylem ve tasarrufun “vatana ihanet” olarak nitelendirilerek, bu kavramın ifade hürriyeti ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı aleyhine keyfi kullanılabilme olasılığı mutlaka gözetilmelidir.

Birçok suçun koruduğu hukuki yarara bakıldığında, temelinde insanın korunması esas olup, bu esasın ihlal edildiği durumda “insanlık suçu” ortaya çıkar.           Bu kavramın; insanın kabul edemeyeceği, insanlık onuruna, şeref ve haysiyetine ters düşen davranışların tümü için kullanıldığı görülmektedir. Bu genel kullanım elbette insanlık suçunu açıklamak için yeterli değildir.

Başta cumhurbaşkanımız ve yardımcıları ile kurmuş oldukları tüm vakıflar ve benzeri kuruluşlar dahil  olmak üzere, siyasi kimliklerine bakılmaksızın tüm millet vekillerimizin,bakanlarımızın, seçimlerden önce mutlak, vatandaşımıza “SERVET BEYANNAMELERİ” vermeleri gerekir.

“Önce vatan” demeyip, seçilme peşinde koşan tüm siyasetcilerimiz,bakanlarımız, ve milletvekillerimiz ile başlarında bulunan cumhurbaşkanımız da olmak üzere,bu durumda, birer “vatan haini”  olmaktadırlar.

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL