Müfit DEMİRKOL yazdı; DİN DÜŞMANLIĞI

DİN DÜŞMANLIĞI

Türkiye’miz, uzun mücadelelerden sonra yurdumuzu işgal etmeye çalışan emperyalist devletlerle ve bu devletlerin kölesi durumunda olan Osmanlı hanedanlığından kurtaran büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk sayesinde bu günlere gelmiştir.

Yüz yıl sonra cumhuriyetimizi kutlarken hem büyük kurtarıcımız Atatürk’ün şahsına ve bıraktığı büyük değerlere karşı inanılmaz bir şekilde alehinde bir takım olayların yaşadığına tanık olmaktayız.

Bir asır sonra ülkemiz büyük kurtarıcımız Atatürk’ün hilafeti sona erdirdiği,cumhuriyetimizi ilan ettiği, muhasır medeniyetler seviyesine çıkabilmek için verdiği çabaları “yok” sayanlara, ve İslam dinini, Allahın emirlerini yanlış yorumlayıp, yorumlatarak onun aksine davranışlarda bulunarak, çeşitli tarikatlarla ve dinimizi alet ederek gençlerimizi yanlışlıklara sürükliyerek hilafeti yeniden canlandırmaya kalkışanların etkisi altındadır.

Halifeliğin kaldırılması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 3 Mart 1924 tarihinde çıkardığı kanunla halifelik makamını kaldırmasıdır. Devletin laikleştirilmesi yolunda yapılmış siyasi bir devrimdir. Hilafetin amacı nedir?

Peygamber’in yerine geçerek onun dünyevi otoritesini temsil etmesi, yeryüzünde dinin hükümlerini uygulamak, dünya işlerini düzene sokmak üzere Allah’ın yeryüzündeki hakimiyetini veya bütün mü’minlere ait olan hilafet ve yetkiyi temsil etmesi gibi hususlardır

Son günlerde, özellikle İran da yapılması istenip de yapılmayan fenerbahçe – galatasaray futbol maçı olayından sonra İstanbul’da bir takım ” hilafet” yanlısı gösteriler  yapılmıştır. Bu gösterilere karşı hükümetimizin  etkisiz davranışları da görülmüştür.Bundan seneler önce , Ankara’da  tren istasyonundan, 19 mayıs stadyumunun yanından ulus semtinin merkezine çıkan çift yönlü bulvar üzerinde bir asır önce tam 52 adet darağacı kurulmuş olduğunu ve bu darağaçlarında bir takım kişilerin idam edildiğini, bu kişilerin de dinimizi istismar eden gericiler oldukları söylenir. Tüm dileğimiz tekrar o  günlere geri dönmemektir.

Türkiye Cumhuriyeti laik tir.Lâiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması ve her vatandaş için vicdan hürriyetinin sağlanması demektir. Atatürk’e göre “lâiklik” yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Tüm yurttaşların vicdan, ibadet ve din özgürlüğü demektir.                Laik idarede din asla devlet işlerine karışmaz.

Büyük kurtarıcımız Türk gençliğine hitabında aynen şöyle demektedir.

“Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.”

Cumhuriyetimizi emanet ettiği Türk gençliği, bu emaneti hakkı ile koruyacaktır.