Köşe Yazarlarımız Okuma Sayısı: 193

ERSİN ERTÜRK YAZDI;BAŞARISIZLIĞIN BAŞARISI

Yirmi yılı aşkın yürütülen kutuplaştırma ne yazık ki ülkeyi ikiye bölmüş, iktidarın her yaptığı başarısızlık başarı, muhalefetinse her söylediği ve yaptığı başarısızlık sayılmıştır. Başarı size göre, bize göre diye göreceli ..

ERSİN ERTÜRK YAZDI;BAŞARISIZLIĞIN BAŞARISI

Yirmi yılı aşkın yürütülen kutuplaştırma ne yazık ki ülkeyi ikiye bölmüş, iktidarın her yaptığı başarısızlık başarı, muhalefetinse her söylediği ve yaptığı başarısızlık sayılmıştır. Başarı size göre, bize göre diye göreceli  olabilir mi?  Siyasette oluyor, şimdi bakalım:

Demirel iktidarın başarısını ‘’tencere’’ olarak değerlendirerek enflasyon ve ekonomiye dikkat çekiyordu, ancak, kamuoyu araştırmalarına göre ‘’tencere’’ pekte etkili değil baksanıza, iktidar ve ortaklarının oy oranların halen yüzde kırklarda gezmekte, işte o nedenle başarısızlık başarı olarak görülebilmektedir. Peki, ya muhalefetin durumu?

31 Mart yerel seçimlerinde alınan başarı, bu seçimlerde de oluşacağı varsayılarak altılı masa oluşturuldu. Oluşturuldu da masanın dominant ablası, belirleyici olmak ve Kılıçdaroğlu’nu devre dışı bırakmak adına kendi partisinden çok CHP’sinin belediye başkanlarına coşku vermeye devam ediyor. Erdoğan, Bahçeli ve yandaşlarının yapamadığını Akşener altılı masanın üstünde pimi çekilmiş bombayı koyarak başardı, işte başarısızlığın başarısı.

Buradan yola çıkarak İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olarak öne çıkmasını hangi başarısına bağlayabiliriz? Sanırım İBB seçimlerinde alınan sonuç ve iptal sürecinde sonuca teslim olmadan direne direne açık ara tekrar kazanmasına. Peki, bu yeterli mi?

İmamoğlu İstanbul’u kendisinden öncekilerden daha iyi yönetmek ve söz verdiği projeleri yerine getirmek üzere seçilmişti, ancak: Bu makam İmamoğlu’nu pek kesmedi, kendisini çok başarılı gördüğü için parti disiplinini yok sayarak genel başkanına karşın ‘’istemem ama yan cebime koy’’ diyerek dominant ablasına yakın durmayı tercih etti. Hâlbuki İmamoğlu, seçim başarısına İstanbul’da da başarılı olmayı ekleyebilseydi, geçiş döneminden sonra her yöne önü açılabilirdi, ancak: Kendisi İstanbul başkanlığına değil de Türkiye’nin başkanlığına soyundu. İşte bu algıda hiç kabul edilemez biçimde kendisini hedef haline getirdi, Bu da İmamoğlu’nun başarısızlığın başarısı.

CHP açısından ise sorun çok daha acı verici. Parti disiplini içinde hiyerarşik düzeni yok sayan, genel başkanın talimatına karşın disiplinsizce rakip parti genel başkanın kontrolüne giren İmamoğlu’na hep hoşgörü ile yaklaşıldı. Onun içinde siyaset yaptığı CHP’nden çok siyasette yetiştiği ocağı temsil eder duruma geldi.

İmamoğlu’na kızmaya gerek yok. O yetiştiği ocağa hizmet ediyor. Esas önemli olan Kılıçdaroğlu’nun başarısızlığı. CHP’nde hiç parti emekçisi yokmuş gibi hep devşirmeleri bir yere getirdi. Asli unsur üye yok sayılarak milletvekilleri, belediye başkanları tasfiye ve tavsiye edilenlerden oluşturuldu. Sonra… Hepsi Kılıçdaroğlu’nu suçlayarak yetiştiği ocağa geri döndüler. Kimler mi? Hangi birini sayalım ki!

O nedenle çözüm, parti içi demokrasi ve sol, demokratik sol anlayışta bedel ödeyenler emek verenlerle beraber yol yürünmesidir. Bak o zaman genel başkana karşın hangi partili bir yere aday olabilecek. O zamanda başarı kendiliğinden gelecektir.

Ersin Ertürk – Eskişehir – 21 Aralık 2022

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL