Köşe Yazarlarımız Okuma Sayısı: 507

ERSİN ERTÜRK YAZDI: BAK HELE ŞU DUKHALAR’A ÇOK MU DEMOKRATLAR NE?

Dertleri nedir bu doğaseverlerin anlamadık gitti? Şunun şurasında İyidere Limanını yapmak için denizi taşla dolduracaklar! Neymiş öyle hemen köylüleri örgütleyip yüklenici firmanın karşısına çıkarmak! Gezi Parkı, Kaz Dağı, Murat Dağı..

ERSİN ERTÜRK YAZDI: BAK HELE ŞU DUKHALAR’A ÇOK MU DEMOKRATLAR NE?

Dertleri nedir bu doğaseverlerin anlamadık gitti?

Şunun şurasında İyidere Limanını yapmak için denizi taşla dolduracaklar! Neymiş öyle hemen köylüleri örgütleyip yüklenici firmanın karşısına çıkarmak! Gezi Parkı, Kaz Dağı, Murat Dağı derken şimdi İkizdere direnişi. Hem de kadınlar başrolde, işi gücü bırakmışlar sabah akşam nöbet tutuyorlar, olacak iş mi bu?

Ağaçlar kesilmesin, suyumuz kirlenmesin diyerek İşkencedere Vadisinde taş ocağı yapılmasın diye bir türlü rahat durmuyorlar şu doğaseverler de!

Ağaçta ağaç, su da su diye direne dursunlar bakalım. ÇED raporu gerekli değildir kararı alan Ulaştırma Bakanlığının, taşocağına izin verdiğini söylüyor köylülerin avukatı. Jandarma da köylüler alana yaklaşmasın diye, nöbet için kurulan çadırları söktürüyor. Tam da bir demokrasi örneği değil mi?

Bu güne kadar, hala gelenekleriyle yaşayan ilkel kabile Duha (Dukha) Türkleri kadar demokrat olamadık. Doğadaki karıncaları örnek alıyorlar. Küçükler, büyükleri izleyerek öğreniyor, kavga nedir bilmiyorlar doğayla iç içe yaşıyorlar.

Yöneticileri olmayan bu ilkel Türkler, sorunlarını aralarında tartışarak çözüp, kadın ve erkeğe eşit davranıyorlar. Karar alırken en küçük çocuklarının onayı gerekiyor, yok öyle büyükler karar verecek anlayışı.

Yaşam biçimleri birimiz hepimiz için anlayışı. Bak hele şu İlkel Dukha Türklerine çok mu demokratlar ne?

Bizdeyse her koşulda büyüğümüzün dediği oluyor. Ailede babanın, ülkede, Erdoğan’ın CHP’de Kılıçdaroğlu’nun. Demokrasi dediniz mi bizdeki gibi olacak, neymiş öyle en küçüğe sormak?

Yaşam biçimimiz hepimiz birimiz için anlayışı. Bak hele şu bizim Uygar Türklere, çok mu demokratız ne?

“Çevrende gördüğün her şeyin bir ruhu vardır” diyen ilkel Dukha Türkleri kadar doğaya saygılı değiliz. Yaşadıkları doğayı kirletmiyor, ormandaki ağacı kesmiyor, suyunu içtikleri nehir tertemiz kalsın diye nehirde ellerini bile yıkamıyorlar. Karınlarını doyurdukları bitkileri ziyan etmemek için yeteri kadar topluyorlar.

Doğayı korumak için bizden öğrenecekleri çok şey var bu Dukha Türklerinin! Onların kirlenecek diye ellerini bile yıkamadıkları nehirlere, biz kapitalizm kazansın diye siyanürlü altın atıklarını akıtıyoruz. Doğamız yok olacakmış, insanımız ölecekmiş, gelecek nesillere kalmayacakmış umurumuzda bile değil. Yeter ki kapitalizm kazansın, para yaşam hakkından da önce geliyor bizim için.

İşte Uygar Türklerin doğaya bakış açısı, işte İlkel Dukhaların doğaya bakış açısı. Ne kadar da çağ atlamışız, gördünüz mü?

Aman sende boş ver şu Dukha Türklerini, bizim kapitalist Türklerden daha mı iyi bilecekler?

Ersin Ertürk – Eskişehir – ersin.erturk26@gmail.com – 10 Mayıs 2021

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL