Köşe Yazarlarımız Okuma Sayısı: 480

AHMET ÜRER YAZDI;YOLUMUZ ATATÜRK YOLU DEĞİL!

Türkiye Cumhuriyeti devleti, Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından Bağımsız, Demokratik, Laik, sosyal Hukuk devleti olarak kuruldu. Dünyada saygın bir devlet olarak yerini aldı. Ununu, şekerini, bezini dışardan alan Osmanlı yerine kendi..

AHMET ÜRER YAZDI;YOLUMUZ ATATÜRK YOLU DEĞİL!

Türkiye Cumhuriyeti devleti, Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından Bağımsız, Demokratik, Laik, sosyal Hukuk devleti olarak kuruldu.

Dünyada saygın bir devlet olarak yerini aldı.

Ununu, şekerini, bezini dışardan alan Osmanlı yerine kendi üreten bir devlet oldu.

Eğitimde, Hukukta, Sağlıkta, Tarımda, Sanayide, ulaşımda, sosyal ve kültürel alanda devrimlerle toplumun çağdaş toplumlar içindeki yerini alması için mücadeleler verildi.

Atatürk ve arkadaşları Bağımsızlığın koşulunun ekonomiden geçtiğini biliyordu.

Lozan’da İngiltere başta olmak üzere, anlaşma masasındaki devletler Kapitülasyonlar ve Duyunu Umumiye işletmesinden vaz geçmek istemiyorlardı.

Fakat delegasyon Mustafa Kemal Atatürk’ün direktifleriyle ödün vermeden Kapitülasyon ve Duyunu Umumiye sömürü düzeninin kalkmasını sağladılar.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti yabancıların elindeki demiryollarını, madenleri, limanları ve Tekel idaresini satın alarak devletleştirdi.

Lozan’da Osmanlı Devlet borçları yeni Türkiye Cumhuriyeti Devletine kaldı.140 milyon altın lira. Bu günkü kurla 500 milyar dolar. Ve bu borç 1954 yılına kadar ödendi.

Peki, Osmanlıya ait bu varlıklar yabancıların eline nasıl geçmişti?

Bunu Mustafa Kemal Atatürk aşağıdaki bölümde çok güzel anlatmıştır.

“Bunlar olup biterken, çoktan yoksul düşmüş olan millet, Devletin istediği vergiyi veremez, biriktiremez hale geliyordu. Hâlbuki başı taçlılar, Babıaliler, ne yapıp gösterişlerini, harcayışlarını sürdürebilmek için gereken parayı elde etmek yolunda hiçbir davranıştan çekinmiyorlardı. Bu yüzden borçlanmalar oldu. O kadar borçlandılar ki, o kadar elverişsiz koşullar içinde borç aldılar ki, bunların faizlerini bile ödeyemez oldular. En sonunda bir gün geldi. Osmanlı Devletinin sıfırı tükettiğine hükmettiler. Akçalı işlerini denetlemeye giriştiler, böylece başımıza “ DUYUNU UMUMİYE” denilen bela çökmüş oldu.”

Tarihten ders almak zorundayız.

Ülkemiz ne yazık ki şu anda hem iç borç, hem de dış borç sarmalı altında.

Dünyada en yüksek faizle borçlanan ülkelerden biriyiz.

İç borçların faizleri bütçenin büyük kısmını götürüyor.

Bütçede yatırıma ayrılacak para faiz borcundan daha az.

Ülkemizin iç borç anapara ödemesi 1Trilyon 483 milyar lira.

İç borç faiz ödemesi 1 Trilyon 743 milyar lira.

Bir de Kamu özel işbirliği yoluyla yaptırılan garanti ödemeli yatırımlar var.

Bütçeden 2021 yılında sadece Şehir Hastanelerine 8,7 milyar lira ödenmiş.

Havaalanları, Tüneller ve yollar için dolar ve Euro üzerinden verilen garanti paralarını da bunun üzerine kattığımızda, 2021 yılında 20 milyar liraya yakın bir gider oluyor.

Dış borcumuz 441 milyar dolar. İç ve dış döviz cinsi borcumuz 608.4 milyar dolar.

Ülkemiz ne yazık ki diğer ülkelere göre çok yüksek faizle borçlanıyor.

Bunun anaparası ve faizi ödenecek. Bu dövizler Turizm gelirlerinden ve ihracattan karşılanacak.

İhracat için üretim yapılacak. Üretim için yatırım yapılacak. Yatırımı ya Devlet ya da özel sektör yapacak. Yatırım için para gerekecek.

Bu ortamda yatırım olur mu?

Çok çalışmamız lazım. Çok.

Yoksa Emperyalistler kapıda.

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL