Köşe Yazarlarımız Okuma Sayısı: 372

AHMET ÜRER YAZDI:GÖZ YUMMA YOL OLUR.

Bu 2016 yılında yazılmış bir yazı. Geldiğimiz noktada değerlendirmeyi sizlere bırakıyorum. Ülkemizin bu duruma gelmesinde suç ve suçlu aramayı şimdilik bırakıp bir an önce bu ekonomi ve güvenlikteki kötü sarmaldan..

AHMET ÜRER YAZDI:GÖZ YUMMA YOL OLUR.

Bu 2016 yılında yazılmış bir yazı.

Geldiğimiz noktada değerlendirmeyi sizlere bırakıyorum.

Ülkemizin bu duruma gelmesinde suç ve suçlu aramayı şimdilik bırakıp bir an önce bu ekonomi ve güvenlikteki kötü sarmaldan bir an önce çıkmamız gerekiyor.

Bunun yolu da halkçı, kamucu, adaletli ve akılcı bir yönetim.

Yıllardan beri iktidarda olan partilerden duyduğumuz sözler;

Bütçe açıkları ve bütçe olanakları yetersiz olduğundan, Memura, işçiye, emekliye yüksek zam veremiyoruz,

Ama enflasyona ezdirmiyoruz(nasıl oluyorsa!),

Çiftçiye düşük taban fiyatı veriyor ,ama onu da enflasyona ezdirmiyorlar.

Bu nedenle Toplumun bir kesimi siyasetçilerin ifadesiyle hep kemer sıkıyor.

Mevlana ne demiş; “Ambarda buğday biriktirmek istiyorsan önce fareleri yok etmelisin.”

Bir diğer sözde; “Sıçan geçer yol olur.”

Yıllardan beri yol oldu

Hortum oldu. Halkın paraları birilerinin cebine haksız doldu.

Toplumsal yaşamın kendine özgü, kuralları vardır.

Bu kuralların bir kısmı yazılı olanlar, bir kısmı da yazılı olmayan kurallardır.

Toplumun bilinç düzeyi yükseldikçe, yazılı kurallar azalır.

Yazılı kuralların yerini, yazılı olmayan toplumun değer yargıları ve toplum kültürü ve ahlaki değerleri alır.

Toplumların değer yargıları bozulursa toplumda çürüme ve yozlaşma başlamış demektir.

Örneğin; ANAP dönemindeki” benim memurum işini bilir”, “çalıyorlar ama iş yapıyorlar “gibi düşünceler toplumdaki yozlaşma ve çürümeye örnektirler.

Son dönemlerdeki görüntülere, ayakkabı kutularına, elbise ceplerindeki paralara karşı açılan montaj, dublaj, paralel yapı kampanyalarına karşı tepkisizlik de toplumdaki yeni çürümenin habercisidir.

Bu tepkisizlik daha büyük usulsüzlüklerin olmasına yol vermektir.

Philip Zimbardo ABD’de suç ve suç eğilimleri üzerine çalışan bir psikolog. Çevre koşullarının insanların suç işlemelerine etkilerini incelemiş. Yaptığı araştırmalardan birisini kırık cam teorisi olarak isimlendirmiş. Suç oranının yüksek olduğu fakir Mahalleye ve suç oranının düşük olduğu fakat yaşam standardı büyük başka bir mahalleye aynı gün iki araç bırakmış. Araçların plakası yoktur. Kaputları açıktır. Fakir Mahallede üç gün içinde araç yağmalanmış. Diğerine bir hafta hiç kimse dokunmamış. Ancak iki öğrenci sağlam otomobilin kelebek camını kırmışlar. Kırdıkları anda çevredeki yaşam düzeyi yüksek olanlarda yağmaya karışmış. Birkaç dakikada otomobil kullanılmaz hale gelmiş. Zimbardo;- Demek ki ilk camın kırılmasına ya da çevreyi kirleten ilk duvar yazısına izin vermemek gerekir. Aksi halde kötü gidişatı engelleyemeyiz. Demiştir.

Sizce bizim ülkemizdeki kurumlarda cam kırılmış mıdır?

Yol olmuş mudur?

 

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL