Demokrasilerin olmazsa olmazı siyasi partilerdir, partilerde de parti içi demokrasi. Demokrasilerde öyledir de, gelin siz Türkiye’de bunu genel başkanlara anlatın. Seçilen ömür boyu koltuğu bırakmıyor. Tüzüğünde iki dönem yazan AKP’nin..
Demokrasilerin olmazsa olmazı siyasi partilerdir, partilerde de parti içi demokrasi.
Demokrasilerde öyledir de, gelin siz Türkiye’de bunu genel başkanlara anlatın. Seçilen ömür boyu koltuğu bırakmıyor. Tüzüğünde iki dönem yazan AKP’nin genel başkanı da, tüzüğünde sosyal demokrat yazan CHP’nin genel başkanı da.
Birisi ben kazandım Cumhurbaşkanı oldum diye, diğeri de son seçimde ittifakla belediye başkanlığını kazandım diye, bırakmıyorlar koltuğu iyi mi?
Alman sosyolog Michels sosyal demokrat partilerde bile ‘’yönetici azınlığın’’ demokratik olamayacağını söyleyerek “nerede bir azınlık örgütü varsa orada oligarşi vardır” der. Ee bizim genel başkanlar da Michels’i haksız çıkarmıyorlar doğrusu.
Demek ki neymiş? İster muhafazakâr, ister sosyal demokrat ol; ister başarılı, ister başarısız ol ölünceye kadar genel başkan olarak kalacaksın!
İşte bu nedenle de muhalifler ya ötekileşirler ya da ayrılarak kendileri parti kurarlar. Sonuçsa koltuğunu koru ama iktidar olmasan da olur. Peki, sol sosyal demokrat partileri program ve üye partileri değil midir?
Yok değil deniyorsa, bırak on dokuz seneyi, 1950- 1973’de olduğu gibi yirmi üç senede iktidar olunamaz. Olabilmek için, 1970-1980 ve 1987-1994 dönemlerindeki gibi sosyal demokrasinin gerektirdiği gibi, parti içi demokrasinin uygulandığı ve seçmene umut verildiği sol projelerle yola çıkılmalı.
CHP, bürokratik yapısıyla tarihinde hiçbir zaman iktidar alternatifi olamamıştır ki, bu yapısını devam ettirdiği sürece 2023 seçimlerinde iktidar olabilsin.
İşte tam da bu nedenle örgütlenme parti içi demokrasi ve sol politikalarla yapmalıdır.
CHP’nin ‘’TÜRKİYE PARTİSİ’’ konumuna gelebilmesi için demokratik bir parti tüzüğü ve tüm vatandaşlara umut verecek programıyla üyelerinin aktif siyasete katılması sağlanmalıdır.
Öte yandan muhalifler de ben genel başkan olursam CHP’ de dururum yoksa parti kurarım anlayışıyla hiçbir yere varamaz.
İstifa ederek, otel lobilerinden çağrı yapılarak mücadele edilmez. Tepede değil, savunduğun sol ilkeler doğrultusunda tabanda örgütleneceksin. Sokağında, mahallende, ilçende, ilinde var olacaksın ki hedefine ulaşabilesin.
Yoksa CHP, 1994’de yaşadığı hastalıklı tabloyu yaşamak durumunda kalacak. Eğer CHP aynı tabloyu yaşamak istemiyorsa öncelikle iç barışı sağlamalı, sol ilkeler ve sosyal demokrasinin gerektirdiği gibi örgütlenmeli.
Ülke iktidarı için Türkiye partisi ve toplumsal muhalefet ancak öyle gerçekleştirilebilir.
Peki, neden böyle yapılmıyor, yoksa CHP’ye umut bağlamış seçmen tabanının tek tek seni terk ettiğinin farkında değil misiniz?
CHP’de değişim gerekiyor, hem de 2023’ü beklenmeden. Onun için değişim tüm üyelerden başlayarak yeni bir örgütlenme, yeni bir liderlik anlayışı ve yeni bir yol çizilerek iktidar olmak hedeflenmelidir.
Kendi dostlarınızla değil, kendi ailenizle yola çıkmalısınız. O zaman dostlar zaten kendiliğinden gelecektir.
Yoksa CHP’deki bu ayrışma, iktidarının yerini sağlamlaştırırken, kendi iktidarını zorlaştıracaktır.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)