CHP Edirne Milletvekili Doç. Dr. Okan Gaytancıoğlu TBMM Genel Kurulunda Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına yaptığı konuşmada; tarımın derin sorunları olduğunu ve her geçen gün sorunların daha da ağırlaştığını belirtti…
CHP Edirne Milletvekili Doç. Dr. Okan Gaytancıoğlu TBMM Genel Kurulunda
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına yaptığı konuşmada; tarımın derin sorunları olduğunu ve
her geçen gün sorunların daha da ağırlaştığını belirtti.
AKP’nin sorunların çözümü için gerçekçi bir çalışma yapmaktan uzak olduğuna vurgu
yapan Doç. Dr. Gaytancıoğlu ithalat, eksik desteklemeler ve son olarak yaşanan kuraklık bir
araya geldiğinde artık çiftçinin toprağını ekemez hale geldiğini ifade etti.
CHP Edirne Milletvekili Doç. Dr. Okan Gaytancıoğlu konuşmasında şunları söyledi:
“Türkiye, özellikle son yıllarda maalesef, ithal ürünler cenneti oldu, her şeyi ithal
ediyoruz. Ben de biraz araştırdım, neyi ithal ediyorsunuz? Türkiye 20 milyon ton buğday
üretiyor, siz 10 milyon ton ithalat yapıyorsunuz; yani üretimin yarısı. Bu sene üretimde 5
milyon ton düşüş olacak, siz eminim bunu ithalatla karşılayacaksınız. Yani, geçen seneki
ithalat faturamız 2,5 milyar dolar idi; şimdi, herhalde 3 milyar doları geçer. Ya, 3 milyar dolar
-üç kere sekiz yirmi dört- destekleme bütçesinden fazla, yani bir yılda 8 milyon çiftçiye;
buzağı desteği, mazot desteği, gübre desteği, prim desteği veriyorsunuz, toplamda 22 milyar
ama sadece Rus çiftçisine, Kanada çiftçisine buğday ithalatı için 24 milyar vermeyi, vallahi
göze alıyorsunuz.
Ayçiçeğinde ‘360 dolar’ dedik, bas bas bağırdık, ‘Üretelim artık, bir gün size
vermeyecekler.’ dedik, 760 dolardan satın alıyoruz. Ya, tedarikçiler, biz gümrük vergilerini
indirdikçe sürekli zam yapıyorlar. Yani pandemi var, dünya o kadar çok önlem aldı ki bizim
haricimizde, biz dünya ülkesi değil miyiz?
Niye önlem almıyoruz? Niye üretimi, üreticiyi destekleyici politikaları gündeme
getirmiyorsunuz? On bir defa yapılandırma çıktı, o kadar yalvardık "Ya, şu çiftçinin borcunu
da yapılandırın.biraz ucundan tuttunuz, o da eksik, söyledik… Dün, yine, Plan ve Bütçe
Komisyonuna gittik, orada önerge verdik. Dedik ki: ‘Bu pandemi nedeniyle hacizler, icralar
durdurulmuştu…’ Geçen kasım ayında burada traktörleri göstermiştim, traktörler ve inekler,
inekleri de haczettiniz, traktörleri haczettiniz. ‘Aynı görüntüler olacak, yanlış çıkartıyorsunuz
bu yasayı.’ tekrar söyledik. Şimdi, çiftçiler, bakın, yeniden yürümeye hazırlanıyorlar, bunu
söyleyeyim.
Önümüzdeki hafta bu yapılandırma geldiği zaman siz önleminizi buna göre alın, onu
tekrar düzgün bir hâle getirin. Yani, siz, dünyanın gerçeklerini bilmiyorsunuz.
Bakın, Türkiye, üretebileceği bütün ürünleri maalesef ithal ediyor. Soya üretebilir ama
siz 2 milyar dolar buluyorsunuz, soya için ithalat yapıyorsunuz hem de GDO'lu. Türkiye, arpa
üretebilir ama siz arpayı dışarıdan satın alıyorsunuz. Neden bunu yapıyorsunuz?
Bu sene arpalar çok kötü durumda. Geçen hafta Genel Başkanımız bizleri görevlendirdi,
ben Şanlıurfa'ya gittim, Mardin'e gittim, Diyarbakır'a gitti. İnanın kahverengi bir kuraklık
tablosu var. Kahverengi değil, siyah, ürün yok. Çiftçi ‘Ya, biçerdöverin parasını
veremeyeceğim, bari tohumluğun parasını kurtarabilsem.’ diyor.
Şimdi, siz ne yapıyorsunuz? Genel Başkanınız çıkıyor, açıklama yapıyor: 2Çiftçinin
borçlarını erteleyeceğiz.2 Arkadaşlar, yetmez. Bu çiftçi çiftçilik yapmayacak mı? Mazot,
gübre, ilaç, tohumluk almayacak mı? Nasıl alacak? Hangi parayla alacak? Hangi borçla
alacak? Siz, borçlarını yapılandırmıyorsunuz, işi de inanın bilmiyorsunuz. Ya da çok iyi
biliyorsunuz. Neden? Başkalarına para kazandırmak için. Bakın, ithalat politikanız yemde 4,5
milyar dolara ulaştı. Yani yem bile… Yem hammaddelerini yani buğdayı, arpayı, soyayı,
mısırı, küspeleri, melası bile ithal ediyoruz. Yazıktır arkadaşlar, günahtır yani.
Yem kaç para oldu biliyor musunuz? Bir çuval yem 160 lira oldu. Hep sizi
eleştiriyorduk: ‘1 litre süt satarak 1 kilogram yem alamıyor.’ diyorduk, şimdi 1 kilogramı
geçtik, 900 grama düştü arkadaşlar. Yani siz, hayvancılığı bitirmek üzerine mi geldiniz?
Üretimi bitirmek üzerini geldiniz? Yoksa bu uluslararası anlaşmaları siz, ithalatla mı çözmeyi
düşünüyorsunuz? Yani ithalat olarak mı anlıyorsunuz? Sizin dertlerinizde hiç ihracat yok mu?
Üretim yok mu? Destekleme yok mu? Ben bunu anlamakta inanın güçlük çekiyorum. Neden
üreticiye gelince iyi bir destek vermiyorsunuz?
Şimdi, şu anda, Türkiye'nin bütün bölgeleri inanın yanıyor. Bakın, benden önce bizim
partili konuşmacılarımızın her biri kendi bölgelerinden örnekler verdi; ya cevizlerde sorun
var, ya kayısılarda sorun var, ya buğdayda sorun var, ya arpada sorun var ya da samanda
sorun var. Sizinle sonra… Söylüyoruz, bizimle diyorsunuz: ‘Biz saman ithal etmiyoruz.’ Ya,
biz sizin samanları Edirne’deki tren garında yakılıyoruz, fotoğraflarını çekiyoruz, videolarını
çekiyoruz, belgeliyoruz, hâlâ yok diyorsunuz. Arkadaşlar buğday ekilmezse, arpa ekilmezse
saman da olmaz; kırmızı mercimek ekilmezse onun samanı da olmaz; yonca sulanmazsa,
mısır sulanmazsa bundan silaj da olmaz.
Siz ‘GAP Projesi, kırk altı yıl önce büyük bir seferberlikle başladı.’ diyorsunuz ama son
on sekiz yılda bir tane çivi çakmadınız. Ya tarlaların yanından su geçiyor, kanal yok, suyu
aktaramıyorlar; sonra yer altına iniyorlar, 500 metreye iniyorlar; ben size elektrik faturalarını
göstersem, dekardan ton alsa çiftçi -ton ton, ton almıyoruz buğdaydan, 500 kilogram, 600
kilogram- o elektrik faturalarını ödeyemez.
Hiç mi vicdanınız sızlamıyor? Birazcık takip edin, bizim fikirlerimizden biraz
yararlandırın, ya şu çiftçinin borcunu yapılandırın, kamucu politikalar izleyin. Yani, Toprak
Mahsulleri Ofisi, orada ne yazıyor: ‘Ofis çiftçinin kara gün dostudur.’ Nerede ofis? 2.250 lira
fiyat açıklıyor, piyasada 2.500 lira, ya siz takip etmiyor musunuz? Arpayı 1.750 lira
açıkladınız, gidin Mardin Kızıltepe'deki ticaret borsasında 2.700 lira, yani bin lira fazladan
arpa satılıyor, birazcık bu gerçekleri görün.”
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)