Kılıçlarını çekerek “Atatürk’ün askerleriyiz” diyen harp okulu mezunları olan beş teğmeni ve komutanlarını “devlete karşı kılıç çekmek” suçundan harp okulundan, ordumuzdan atılmışlardır. Devlet yetkililerinin bu yanlış ve üzücü kararlarının bütün..
Kılıçlarını çekerek “Atatürk’ün askerleriyiz” diyen harp okulu mezunları olan beş teğmeni ve komutanlarını “devlete karşı kılıç çekmek” suçundan harp okulundan, ordumuzdan atılmışlardır.
Devlet yetkililerinin bu yanlış ve üzücü kararlarının bütün vatan sathında büyük üzüntü yaratmıştır.
Büyük kurtarıcımız Gazi Mustafa Kemal’in bırakmış olduğu bu vatan topraklarında milletçe “Mustafa Kemal’in askerleri” yiz. Ve bundan da asla vaz geçmeyiz.
Bir haftadır Türkiye gündemini meşgul eden teğmenlerin mezuniyet töreninde kılıçla yemin etmesi ve Atatürk sloganları atması tartışması devam ederken, 7 Eylül’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İmam Hatipliler Kurultayı’nda “Teğmenler kime kılıç kaldırıyor? Haddini bilmeyenleri temizleyeceğiz” ifadelerini kullanması ardından diploma töreninde kılıç çeken teğmenlerin komutanı olan Binbaşı M., TSK’dan istifa etti.
Hürriyet’ten Gazeteci Nedim Şener, yeni mezun teğmenler tarafından düzenlenen ve tartışmalara yol açan gayri resmi yemin töreninin organize edilmiş bir olay olabileceğini öne sürdü. Törenin, teğmenlerin kendi inisiyatifleriyle değil, belirli kişi ya da gruplar tarafından yönlendirildiği ve TSK’yı tartışmaların içine çekme amacını taşıdığı iddia edildi. İddialara göre, Milli Savunma Bakanlığı (MSB) ve Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), bu olayın arka planını araştırmaya başladı. İncelemenin odağında, törenin içeriği değil, öğrencilerin bu tür bir eyleme yönlendirilip yönlendirilmediği sorusu yer alıyor.
Genç teğmenlerin resmi programın ardından okul yönetiminin bilgisi dışında düzenlediği bu yemin töreninin provası yapılarak hazırlandığını iddia ediliyor. Özellikle teğmen Ebru Eroğlu’nun metni ezbere okuması ve diğer teğmenlerin aynı şekilde tekrar etmesi, törenin organize bir yapı tarafından planlandığı şüphesini doğurdu. Ayrıca basın mensuplarının da bu törene yönlendirilmesi, olayın medya ayağının önceden hazırlandığını iddialarının doğmasına da sebep oldu.
Devletimizin ve özellikle cumhurbaşkanımızın büyük bir övğü ile göreve getirmiş olduğu diyanet işleri başkanının, bu güne kadar hiç görülmemiş bir şekilde camii de hutbesini okurken kılıç kuşanmasının da önemi ve anlatılmak istenenin ne olduğu da anlaşılmış değildir. Diyanet işleri başkanının, camii minberinde kılıç kuşanmasının sebebinin “Atatürk’ün askerleri” olmasından mı kaynaklanmış olduğu hala anlaşılmış değidir.Öyle olsa idi onunda görevinden alınması gerekmezmi idi.? Bu güne kadar sadece ibadet için girilen camiilerimize kılıç ile girerek, hutbe okunması, üstelik bunu devletimizin diyanet işleri başkanının yapmış olması görülmemiş, hatta hayal bile edilmemiştir.
Harb okulu yemin törenin de kılıç çekilmesini devletimiz yetkilileri kendilerine karşı bir tavır olarak algılamışlardır. Bu yanlış anlamayı, teğmenlerimizi suçlamak yerine, milletimizin gözünde onları onurlandırarak, bu çekilen kılıçların,kendilerinin isteği doğrultusunda çekildiğini ve bu teğmenlerimizin bu yüzden onurlandırılacağını açıklasa idiler, bu gün hem bu askerlerimiz görevlerinde olur, hem de milletimiz gözünde devlet yetkililerimiz büyük bir güven kazanmış olurlardı.
Bu günkü durumda ise yapılan bu ve buna benzer davranışlar ile devlet yetkililerimiz, millet gözünde çok şeyler kaybetmiş olmazlardı.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)