Köşe Yazarlarımız Okuma Sayısı: 449

ERSİN ERTÜRK YAZDI:NEREYE KOŞUYORUZ ÖYLE?

Meclis Başkanı Şentop televizyonda, Cumhurbaşkanı’nın İstanbul Sözleşmesi ve Montrö Boğazlar Sözleşmesini iptal etme yetkisinin olduğunu söyledi. Bunu söyleyen sade vatandaş olsa belki anlaşılabilirde, söyleyen hem hukukçu profesör hem de meclis..

ERSİN ERTÜRK YAZDI:NEREYE KOŞUYORUZ ÖYLE?

Meclis Başkanı Şentop televizyonda, Cumhurbaşkanı’nın İstanbul Sözleşmesi ve Montrö Boğazlar Sözleşmesini iptal etme yetkisinin olduğunu söyledi.

Bunu söyleyen sade vatandaş olsa belki anlaşılabilirde, söyleyen hem hukukçu profesör hem de meclis başkan olunca işler değişiyor.

Anayasaya baktığımızda milletlerarası sözleşmelerin, Türk Hukukundaki hiyerarşik yerinin Anayasanın 90. Maddesine göre kanun hükmünde olduğunu görürüz.

Öte yandan, kanun yapma yetkisi Anayasanın 7’nci maddesinde, “Yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisinde olduğunu ve kanun teklifini de ancak milletvekillerinin verebileceğini söyler.

2017 Anayasa değişikliğinde Cumhurbaşkanının ’’Anayasada münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkaramayacağı’’ getirildiğine göre…

Peki, ne anlamlıyız bundan?

Kanun yapma ve iptal etme yetkisi meclisin yetkisindeyse iptal etme yetkisi de meclisindir. O halde, uluslararası sözleşmelerinin iptali de ancak meclis yetkisinde olmaz mı?

Önde gelen hukukçularda öyle diyor, ancak:

Bizim siyasetçilerimiz olanı olmamış gibi, olmayanı da olmuş gibi anlatmayı iyi becerdiklerine göre, Şentop’ta bu sözleri hukukçu kimliğiyle değil, olsa olsa siyasetçi kimliği ile söylemiştir büyük olasılıkla.

1938 yılındaki Montrö Sözleşmesine göre boğazlardan geçişler BM uluslararası deniz hukukuna göre uygulanıyor. Bu nedenle de savaş gemileri boğazlardan ancak savaş ilanı sırasında izinle geçebilirler.

Peki, varsayalım ki Montrö sözleşmesini iptal ettik, yerine uluslararası bir sözleşme koyulamazsa savaş durumunda boğazlardan savaş gemilerinin geçişleri nasıl engellenecek?

Amaç bağcıyı dövmek mi yoksa üzüm yemek mi pek anlayamadık, sanırım Cumhurbaşkanlığı siteminde ülkeyi istediğimiz gibi yönetiriz demek istiyorlar. Öyle olmasa AKP genel başkan yardımcısı Ünal, ‘’hazırlıklarımızı tamamlamamız on dokuz yıl sürdü’’, ‘’asıl şimdi başlıyoruz’’  der mi?

Derse,  o zaman ufukta erken seçim görünüyor demektir ki buda ittifakını güçlendirmek için muhafazakâr kesime mesajlar veriyor demektir, nasıl mı?

Önce İstanbul Sözleşmesi ve andımızın iptal ederek, sonrada Harp Okullarına giriş yönetmenliğinde aranan irtica koşulunu yönetmenlikten çıkararak.

Öte yandan, dış politikada Suriye, Libya, Doğu Akdeniz ve S-400 sorunları, iç politikada ekonomik kriz, işsizlik ve salgının getirdiği karmaşa.

Beri taraftan esnafa kepenk indiriyor, işçi işsiz kalacak korkusu yaşıyor, işsiz iş bulamadım diye bağırıyor; pazarda fiyatların duracağı yok, vatandaş bana ne dolardan borsadan, bana haber ver çarşıdan pazardan diye, haykırıyor.

İktidar şaşkın, sahi, nereye koşuyoruz öyle?

Muhalefet seçim Kasım’da diye çarşı pazar dolaşmaya başladı bile. İktidar erken seçime gidecekte, 31 Mart yerel seçimlerinde patates soğan bile canlarına yetmişti ya şimdi?

Ekonominin düzelmesi bekleniyor, ekonomide merkez bankası başkanının yerinde durmasını.

Öyle görünüyor ki, seçmen kararını verdi.  Erken ya da genel seçim yolun sonunu görünüyor.

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL