ERSİN ERTÜRK YAZDI:AMAN HA, BAŞINA BİR ŞEY GELİR!

Salgın bizi eve kapattı ya, sıkıntıdan izin saatlerinde hemen sokağa atıyoruz kendimizi. Yürürken de ne konuşacağız, doğaldır ki memleket sorunlarını. Sorun dediysek öyle ülke kurtarmak falan değil bizimkisi çarşı, pazar, işsizlik yoksulluk falan, dertleşiyoruz işte.

O ara beraber yürüdüğümüz genç arkadaşımız aman sizde boş verin siyaseti bu yaştan sonra başınıza bir şey gelir, bakın kendi işinize diye çıkışıverdi. Haklı bize de ne oluyorsa!

Şaşırdığımızı görünce de, baksanıza ticaret bakanı siyaset yaptı diye başına gelmedik kalmadı kadıncağızın. Damat dersen ona keza. Bakan olanın başına gelmedik kalmıyor.

Ben şaşkınlıkla o öyle siyaset yaptığı için değil ticaret yaptığı için görevden alındı diyecek olsam da bul bulabilirsen, hızla uzaklaşıp gidiverdi yanımızdan. Ne de olsa genç hızlı yürüyor bizden.

Eskiden siyaset yapanlar cezaevine girerek başına bir şey gelirdi, şimdiyse siyasetçiler ticaret yaptığı için başına bir şey geliyor. Ne hale geldik anlayana aşk olsun?

Uygar ülkelerde siyasetin etiği diye bir anlayış vardır. Hakkında söylenti çıktımı ya hukuk önünde hesap verir ya da istifa edilir. Hele Uzakdoğu ülkelerinde harakiri yaparlar ki, bizde ara ki bulasın. İstifa etmek ayıptır, günahtır, gidilecekse bir gece yarısı, anlı şanlı görevden alınarak gidilmeli.

Siyasetin etiğinde bu tür yolsuzluklara ‘’nepotizm denir.’’ Gerçi bunların göreve gelişi de liyakat usulü olmayıp babalarının hatırı için olduğundan, haberlerden öğrendiler bakanlığa atandıklarını, şaşılacak ne var ki?

Biz de hemen siyasetin etiğinden dem vuruyoruz. O da ne ola ki? Koskoca ticaret bakanı adı üstünde siyaset yapacak değil ya, ticaret yapacak tabi ki. Bu muhalefete de ne oluyorsa bir rahat vermiyorlar, neymiş efendim koskoca bakan kendi şirketinden bakanlığa mal satmış. satacak tabi bir rahat bırakmadılar garibimi!

Maliyetine sattım diye açıklama yaptı yapmasına da, muhalefet yok efendim yüksek fiyata sattın diye tutturmuş gidiyor. Şu bizim gençte haklı mı ne? Rahat bırakmadılar bakanı. Bakan olanın başına bir şey geliyor.

Zaten artık siyaset okuyanlar, hayatını siyasete adayanlar bakan olamıyor ki. Ya ticaretten geleceksin, ya da babalarınız eski bakan olacak. Başka da yolu kalmadı.

Siyasetin de bir etiği var, kuralları var. Siyasal kurallar ve kurumlar iyi oluşturulamaz ve işletilemezse demokratik kurumlar da o zaman işlerliğini kaybederler ve yozlaşma kaçınılmaz olur. Bizde nerede etik? Ticaretten gelen bakanlar siyaset değil ticaret yapınca başına gelmedik kalmadı.

İşte o zaman da, gencin dediği gibi kaçınılmaz, başına bir şey gelir verir! Anladınız mı şimdi, siyaset yapmak için ticaretten gelineceğini?