Tam açılımı Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı olan COP, küresel ısınma ve sera gazı salınım oranlarını azaltma amacıyla 197 ülkenin katılımıyla gerçekleştirilen organizasyon. COP toplantılarının 26.sı bu yıl 31 Ekim..
Tam açılımı Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı olan COP, küresel ısınma ve sera gazı salınım oranlarını azaltma amacıyla 197 ülkenin katılımıyla gerçekleştirilen organizasyon. COP toplantılarının 26.sı bu yıl 31 Ekim – 12 Kasım 2021 tarihleri arasında İskoçya’nın Glasgow şehrinde yapıldı.
2020 yılıyla beraber bizzat girdiğimiz Düşük Karbonlu Ekonomi sisteminin sosyal gerekçesini oluşturan COP toplantılarının bu sene ön plana çıkarttığı 4 ana başlık ve icrai tavsiyeleri şöyle:
A)Tüm ülkelerin 2050 yılına kadar net sıfır karbon emisyonunu gerçekleştirmeleri
1-Kömürden çıkış sürecini hızlandırmak
2-Ormansızlaştırmayı azaltmak
3-Elektrikli araç kullanımını yaygınlaştırmak
4-Yenilenebilir enerji yatırımlarını teşvik etmek
B)Insanları ve doğal yaşam alanlarını korumak için küresel işbirliklerinin geliştirilmesi
1-Ekosistemi onarmak ve korumak
2-Doğal afetlere karşı önleme ve uyarı sistemleri geliştirmek; dayanıklı altyapı ve tarım mekanizmaları inşa etmek
1-Paris Iklim Anlaşmasını işler hale getirmek için kurallar kitabının tamamlanması
Davos’undan, G20 toplantılarına kadar tüm küresel nitelikli toplantılarda yukarıdaki gibi süslü ve gönlü hoş eden söylemler edilir; COP’ta böyle diyebilirsiniz. Ama kazın ayağı öyle değil. Her başlığın altında verilen hoş hedefler kamuoyuna verilirken; kapalı kapılar ardında 5N1K bağlamında dibine darı ekilir resmen. Bu yıl 26.sı düzenlenen COP’ta da bu böyle oldu. Dahası Ne, Nerede, Ne Zaman, Nasıl, Niçin ve Kim (5N1K) sorularının alayı detaylandırıldı.Özeti öyle:
Karbon Emisyon üretiminin 2050 yılına kadar sıfırlanması için odaklanılması gereken öncelikli alanlar; kömür kullanımının terk edilmesi, elektrikli araçların fosil yakıtlı araçlar yerine devreye alınması, elektrik üretiminin tamamen yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanması, ormanlaştırma, çevre tahribatının tamiri, doğal afetlere karşı erken uyarı ve önleme sistemlerinin uygulanması ve tarımsal yenilenme olup; yeni küresel (düşük karbonlu) sosyo iktisat sisteminin rakamsal karşılığı 138 Trilyon Amerikan Dolarıdır.
Bakmayın siz meseleye humanistik çevreci gözlüğüyle bakanların olumsuz görüşlerine. Sistem resmen başladı ve herkes $ 138 Trilyondan pay alma peşinde. Öyleki, bunun için tüm finansal algoritmalar çoktan yazıldı; algoritmaların kullanılacağı enstrümanlar ve ticari mekanizmaların altyapısı bitti.
Mesela; IMF’ye göre gelişmiş ekonomi kabul edilen 35 ülkenin dünya GSMH’sından aldığı pay yuvarlak hesap % 60. Yani 2020 yılındaki karşılığı 51 Trilyon dolar.COP diyorki bunların her biri her yıl ortak kasaya 100 Milyar dolar versin ki toplamda 3,5 Trilyon Dolara tekamul ediyor.Hibe gibi, aldıklarına karşılık servet vergisi gibi gözüksede öyle değil. Bu 35 gelişmiş ekonomi $ 3,5 Trilyon verdiğinde yeni sistemin rakamsal karşılığı olan $138 Trilyon doların da en az % 60 sını elde etme peşinde. Yani her yıl $ 3,5 Trilyon verdiğinde mevcut $ 51 Trilyon geliri kabaca 83 Trilyon Dolara çıkacak. Dünyanın mevcut GSMH’sının an itibarıyla 85 Trilyon olduğu gerçeğinden hareketle gelirlerini neredeyse 2 kat arttıracaklar. Üstelik 100% artışı sadece kabaca % 25 katkı vererek elde edecekler.Bunun hazırlığı daha 2012 senesinde inşa edilen 83 adet üst küresel fon ve esneklik mekanizmaları denilen metodla zaten hazırlandı.
Şimdi can alıcı soru şu: O 35 ülke içinde yer almayan Türkiye bu paylaşımın neresinde olur? Hemen yanıtlayalım. Kabaca ülkemizin küresel GSMH’daki payı %1. Bunu % 2 ye çıkartması için üstlenmesi gereken maliyetin gelişmiş ekonomiler örneğindeki gibi % 25 olması gerektiğinden yola çıkarsak karşımıza çıkan rakam 212,5 Milyar Dolar/yıl. Yani Türkiye her yıl sisteme $ 212,5 Milyar katkı verecekki; mevcut $ 850 Milyar dolar olan küresel gelir payı diğerleri gibi 100% artarak % 2 ye yani $ 1,7 Trilyon dolara çıksın.
Peki olurmu dersiniz? 100% inanın buna. Olur. Ama önce ciddi bir silkelenecek; üzerinde ne kadar eski sistemden kalan safra varsa atacak. 2022-2024..Olacak ta..
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)