Türkiye tuhaf ve zor günlerden geçiyor.Fiyatlar,enflasyon ve zamlar derken dörtnala seçime gidiyor gibiyiz. Şuan kağıt üzerinde seçime en hazır ittifak Cumhur ittifakı gibi gözüküyor.Neden ? Adayı belli. Adayı belli olduğu..
Türkiye tuhaf ve zor günlerden geçiyor.Fiyatlar,enflasyon ve zamlar derken dörtnala seçime gidiyor gibiyiz. Şuan kağıt üzerinde seçime en hazır ittifak Cumhur ittifakı gibi gözüküyor.Neden ? Adayı belli. Adayı belli olduğu gibi sert çıkışlarla rakibini arıyor Erdoğan. Bir Kılıçdaroğlu’na bir Akşener’e bir Yavaş’a bir İmamoğlu’na dokunuyor. Hangisinin karşısına çıkacağı bilinmiyor.Bu Cumhur ittifakı açısından rahatsız edici olsa gerek zira karşıda bir aday olmadan yıpratma politikasını odaklayamıyor.4-5 hedefe rastgele atış yapmak ve hedefi bulmak zor.Millet ittifakının seçim stratejisini kim yürütüyor bilinmez ama kesinlikle doğru bir strateji. Bu bilinçli bir program dahilindeyse seçimlerde iktidar değişebilir. Bu puslu havada algı adaylar üzerine oluşamadığından HALKIN GERÇEK GÜNDEMİ EKONOMİ DAHA ÇOK KONUŞULUR HALDE.
Nasıl konuşulmasın ki ikiye üçe katlayan faturalar, el yakan temel gıda ürünleri, hemen her gece zamlanan akaryakıt… Zam silsilesi devam edecek gibi.Kur korumalı mevduat kartı da pek tutmadı gibi. Kur koruması dediğimiz olay da para basmak.ABD’nin parasına karşı TL basarak fark ödemesi yapılacak.Bunun uzun vadede hiçbir mantığı yok.
İmamoğlu’nun İstanbul’da kar fırtınası yaşanan akşam İngiliz Büyükelçisi ile yemek yemesi büyük gündem oldu. Zamanlama yanlıştır. Her fırsatta genel siyasetten çıkıp Belediyecilik üzerine konuşmaya çalışan İmamoğlu İstanbul’un acil durum halinde olduğu akşam diplomatik seviye bir organizasyonda olması doğru değil. Tabiki İmamoğlu’nun kar küremesini beklemiyorum.Belediye işi organizasyon işidir.Fakat medyayı elinde bulunduran iktidarın bu konuyu farklı yönlere çekebileceğini tahmin etmesi gerekirdi. Peki gidilen yer bir balıkçı değil çorbacı olsaydı aynı tantana olur muydu ? İngiliz büyükelçisi ile kelle paça… ne vizyon ama…
Cumhurbaşkanı Erdoğan geçenlerde Trabzon’da konuşurken 10 yaşında bir çocuk mikrofonu elinden alıp ‘’Kılıçdaroğlu hain’’ dedi.Bu akıl almaz bir durum. Buna imkan verilmesi ayrı bir fiyaskodur.10 yaşında birinin henüz daha karakteri oturmadan kutuplaşması ve hakaret içeren sözleri utanmadan meydanda söyleyebilmesi ayrı bir fiyaskodur.Bu tablo korkunç bir tablo değil.Yıllardır türk siyasetine hakim saldırgan dilin yarattığı neslin tablosudur bu.Neticedir bu. Bu geri döndürülmesi zor ama imkansız olmayan tablo artık iktidar değişiminin, dil yumuşamasının, hoşgörünün geri gelmesi gerektiğine dair ciddi bir uyarıdır esasen.
Hicivden, espriden anlamayan anlayış memlekete çorak bir siyasi iklim bırakmıştır.Biz ve siz üzerine kurulu.Bu sistem değil midir ki %51 için her türlü opsiyonu düşündüren.Karşıda bir ‘’siz’’ yaratmadan ‘’biz’’ kazanmayacak çünkü bu sistemin çalışma sistemi bu.Yeni partiler kuruldukça %51 için Cumhur ve Millet ittifakları diğer partileri de bünyesine katmaya çalışacak.Yeni bir ideolojinin ya da hareketin umut olması mümkün değil.Kurulan her yeni partiye potansiyel hezimete uğrayacak parti olarak bakılıyor.Yüzde 1 alır yüzde 2 alır gibi yorumların dışına çıkabilen yeni parti yok gibi.
Tam şehir politikasına değineceğim beni bir gülme alıyor.Şehirdeki meslek grupları seçimlerine müdahale mi istersiniz ? Yılın magandası ödülü mü ? Nerden tutsan kepazelik. Büyük Uzunköprü Sirk’i. Bu sirkin dağılması için erken seçimin şehrimiz için de hayırlı olacaktır kanaatindeyim.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)