Köşe Yazarlarımız

MÜFİT DEMİRKOL YAZDI:KADIN CİNAYETLERİ

6284 no’lu kanun; Bu Kanunun amacı; şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik..

MÜFİT DEMİRKOL YAZDI:KADIN  CİNAYETLERİ

6284 no’lu kanun;

Bu Kanunun amacı; şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.

Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun veya 6284 Sayılı Kanun, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 8 Mart 2012’de kabul edilen ve 20 Mart 2012’de T.C. Resmî Gazete’de yayımlanan yasadır.

Bu kanun, şiddet gören veya şiddet tehdidi altında olan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunmasını ve söz konusu kişilere yönelik şiddetin önlenmesini amaçlamaktadır.

Tek Taraflı Israrlı Takip Mağduru, bir kişinin ayrıldığı veya hala birlikte olduğu sevgilisi veya eşi tarafından sürekli olarak takip edilmesi ve izlenmesi durumunu ifade eder. Takip eden kişi, bu davranışıyla karşı tarafı korkutmayı, gözdağı vermeyi ve güvencesiz hissettirmeyi amaçlar.

Bu kanun ile faydalanılanlar nelerdir.? Eşi ile problemleri olan kadınlar, bu kanun ile bir takım faydalara sahip olabilirler. Nelerdir bu kanun ile madurun faydalandıkları.?

Hayati tehlikenin varlığı halinde ilgilinin geçici koruma altına alınması,Hukuki, mesleki, psikolojik ve sosyal bakımdan rehberlik ve danışmanlık hizmeti verilmesi,barınma yeri temin edilmesi,İlgilinin iş yerinin değiştirilmesi,başvuru sahibinin evli olması durumunda, ortak konuttan ayrı yerleşim yeri belirlenmesi,geçici maddi yardımda bulunulması,hayati tehlike halinde Tanık Koruma Kanunu çerçevesinde kimlik ve ilgili diğer bilgi ve belgelerin değiştirilmesi,Failin şiddet tehdidi, aşağılama, hakaret veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmamasına karar verilmesi,kreş olanağı temin edilmesi,failin, korunan kişi/kişilere, söz konusu kişilerin bulundukları konuta, okula ve iş yerine yaklaşmaması,çocuklarla ilgili geçmişte verilmiş bir kişisel ilişki kurma kararı varsa, kişisel ilişkinin refakatçi eşliğinde yapılması, kişisel ilişkin sınırlandırılması veya tamamen kaldırılması..

4721 sayılı yürürlükteki Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen şartları varlığı halinde ve korunan kişinin istemi üzerine, tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulması,failin, koruma altına alınmış kişinin şahsi eşyalarına ve ev eşyalarına zarar vermemesi,failin, koruma altına alınmış kişiyi iletişim araçları veya benzer şekillerde rahatsız etmemesi,Şiddette bulunan/failin, ortak konuttan veya bulunduğu yerden ivedilikle uzaklaştırılması ve ortak konutun korunan kişiye tahsis edilmesi,Failin, şiddette bulunmamış olsa dahi mağdurun yakınlarına, tanıklarına ve çocuklarına yaklaşmaması ,..

Failin, taşıması veya bulundurması hukuken izin verilen silahları kolluğa teslim etmesi,Failin, koruma altına alınan kişilerin bulunduğu yerlerde uyuşturucu veya uyarıcı madde ve alkol kullanmaması veya bu maddelerin etkisindeyken, korunan kişilere ve bulundukları yerlere yaklaşmaması, bağımlı ise hastaneye yatmak da dahil olmak üzere muayene ve tedavisinin sağlanması bu kanun hükümleridir.

Türkiye’de gerçekleşen kadına yönelik şiddet eylemlerinden birisidir. Kadın cinayetlerinin sayısı Türkiye’de, 2000’li yıllarda geçmiş yıllara göre büyük artış göstermiş; 474 kadının öldürüldüğü 2019 yılı, ülkede son 10 yılda en fazla kadının öldürüldüğü yıl olmuştur.            Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu yıllık raporuna göre 2020 yılında ise erkekler tarafından 300 kadın öldürülmüş, 171 kadın şüpheli şekilde ölü bulunmuştur.

2010-2019 yılları arasında kadın cinayetlerinin sayısında sadece, İstanbul Sözleşmesi’nin imzalandığı yıl olan 2011 yılında düşüş görülmüştür.

Suçluların işledikleri suçu normalleştirmek adına öne sürdükleri başlıca gerekçeler arasında; kadının ayrılık talebi, namus, aldatma-aldatılma, kıskançlık ön plana çıkar.

Türkiye’de kadın cinayetlerine dair resmî kurumlar ve kadın örgütleri tarafından açıklanan farklı veriler bulunmaktadır.

Yurdumuzda, partnerleri veya aile üyesi erkekler tarafından öldürülen kadın sayısına ilişkin veriler, ilgili devlet kurumları tarafından paylaşılmadığından, resmî veriler kadın cinayeti sorununun boyutunu yansıtmada yetersiz olarak değerlendirilmektedir.

Bütün bunların ışığında, şiddet görenlerin, huzursuz olanların, mallarına ve canlarına kast edilenlerin bulunduğunda ne yazıktırki geçerli kanunların  tamamen uygulanarak, magdur’un huzura kavuşması veya kavuşturulması görülmemektedir. Bunda da kanunlarımızın  uyğulanmasında ki yanılgıların devam etmesidir.

Kadın şiddetine karşı alınacak olan tüm önlemlerin tekrar elden geçirilerek düzenlenmesi şarttır.

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL