Kadını küçümseyen, ikinci sınıf vatandaş olarak gören, kadının giyimine, kahkahasına, yaşam tarzına müdahale eden, her türlü tehdide karşı kadını koruyacak önlemleri almayan iktidarın siyasi tercihlerinin bir sonucudur, kadınların katledilmesi… Geçen..
Kadını küçümseyen, ikinci sınıf vatandaş olarak gören, kadının giyimine, kahkahasına, yaşam tarzına müdahale eden, her türlü tehdide karşı kadını koruyacak önlemleri almayan iktidarın siyasi tercihlerinin bir sonucudur, kadınların katledilmesi…
Geçen ay 34 kadın cinayeti yaşandı. Ağustos ayında 33, Temmuz ayında 23, 2024 yılının ilk 6 ayında ise 205 kadın katledilirken 117 kadın, şüpheli bir şekilde ölü bulundu.
Sadece rakamlar değil tabii can acıtan. Ardında kalan hikayeleri, evladının kesik kafasını gören bir ailenin feryadı, çocuğunun parçalara ayrıldığını duyan babanın hastanelik oluşu, görevi sırasında şehit edilen nişanlısının gözyaşları, yıllar önce canice katledilen gencecik kızımızın katilinin mezarının açılması ve şüpheler uyandırması, 9 yaşındaki Narin’in katilinin hala bulunamayışı, bu sefer aileden gelen bir kötülük ve yasını tutan 85 milyon…
Geçtiğimiz günlerde İstanbul Fatih’te gencecik iki kızı canice öldürdükten sonra surlardan atlayarak intihar eden Semih Çelik kanımızı dondurdu.
Kadınların evde, işte, sokakta, yurtta can güvenliğini sağlayamayan, yaşarken de kadınlara bu ülkeyi zindan edenler, İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede çıkmaktan hiç çekinmediler. 6284 sayılı Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Kanunu’nu tartışmaya açmaya çalışanlar da onlardı. Örtülü aflarıyla, caydırıcılık içermeyen infaz yasalarıyla, kadına değer vermeyen, saygı duymayan zihniyetiyle kadın cinayetlerinin temeli; kin ve nefret dolu, hukuku işletmeyen, adalet duygusundan nasibini almamış akp iktidarıdır. Çünkü kadınların, çocukların katledilmesi onların umurunda değil.
İlk imzacısı olunmasına rağmen ve İstanbul’da imzalanması nedeniyle İstanbul Sözleşmesi adı verilen sözleşmeden TBMM’nin onayıyla yürürlüğe girmiş olan sözleşmeden bir gece yarısı kararnamesiyle tek adam zihniyetiyle çıkılması ve İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlükten kaldırılması işte tam da bu yaşanılan kadına karşı şiddetin ve kadın cinayetlerinin nedenidir.
Ekonomik kriz ve hayat pahalılığı nedeniyle boğulan millet erken seçim isteyerek mevcut zihniyeti tarihin çöplüğüne atmak istiyor. Erken seçim bazı kesimlerin can güvenliğinin kalmadığı için de şarttır.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)